“Bu deprem gösterdi ki tek adam rejimi sınıfta kaldı”

“Bu deprem gösterdi ki tek adam rejimi sınıfta kaldı”

CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, deprem bölgesindeki izlenimlerini partisinin Belediye Başkanları ile düzenledikleri basın toplantısında aktardı. Köksal, “Bu deprem gösterdiki tek adam rejimi sınıfta kaldı” dedi

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar İl Başkanlığı’nda dün öğleden sonra basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında; CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, İl Başkanı Yusuf Onur Seçme, İhsaniye Belediye Başkanı Tunay Türkmen, Dazkırı Belediye Başkanı İsmail Taylan, Yeşilçiftlik Belediye Başkanı Mehmet Ali Sakal, Dereçine Belediye Başkanı Ömer Yıldız Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem felaketi sonrası yürütülen çalışmaları değerlendirdi. Toplantıda; CHP Merkez İlçe Başkanı Ömer Akyıldız ve partililerde hazır bulundu.
“GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜ, YARALARI SARMA GÜNÜDÜR”
Toplantının açış konuşmasını CHP İl Başkanı Yusuf Onur Seçme yaptı. Yaşanılan deprem felaketi nedeniyle öncelikle yaralılara acil şifalar, vefat edenlere Allah’tan rahmet diledi. Seçme, “İl yönetimimiz, ilçe başkanlarımız ve Belediye Başkanlarımızla birlikte yaşanılan felaket sonrasında koordineli şekilde deprem bölgesine ivedilikle yardımları yetiştirmeye çalıştık. Öncelikle tasnif daha sonra ihtiyaca göre bölgelere genel merkezimizin ve milletvekilimizin alanla ilgili bilgilendirmelerine göre yönlendirmeler yapıldı. Biz bu süreçte toplamda 10 tır insani ihtiyaçlar olarak, 2 kamyonet olarak il ve ilçe başkanlıklarımız bünyesinde yardımları bölgeye ulaştırdık. Bir tır dolusu bölgedeki soğuk hava şartlarından kaynaklı olarak yakacak ve odun ihtiyacını temin etmeye çalıştık. Çobanlar ilçemizden, ilçe başkanlığımız öncülüğünde bir tır hayvan yemini, büyük ve küçükbaş olmak üzere bölgeye ulaştırmaya çalıştık. Bu süreçte koordineli bir şekilde tüm ilçe başkanlarımızla, belediye başkanlarımızla, vekilimizle bu süreci takip ederek, yaraların bir an önce sarılması adına elimizden geleni yaptık. Önümüzdeki günlerde Çarşamba veya Perşembe günü olmak üzere gerek gönderdiğimiz yardımların yerine ulaştığının teyidi, gerekse yeni ihtiyaçların listesinin yapılması amacıyla bölgeye Millet İttifakı il başkanlarımızla birlikte gerekli incelemelerde bulunmak üzere gideceğiz. Bu yaşadığımız acıdan sonra Afyon’un deprem bölgesi olması sebebiyle kamu binalarının öncelikle denetlenmesini ki özellikle çay Sultandağı, Dinar ve Kızılören ilçelerimizin birinci derece bölge deprem bölgesi olması sebebiyle bunların ivedilikle yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Kıyafet ihtiyaçları için gıda ihtiyaçları için, depremden etkilenen vatandaşlarımızın Afyon’a 14 bin civarında vatandaşımızın geleceği bildirilmekte. Bunların ihtiyaçlarını karşılamak için merkezde bir ücretsiz markette depremzedelerimizin faydalanabileceği ücretsiz market projemiz vardır. Burada kılık, kıyafet ya da diğer ev eşyası ya da gıda yönünde bunların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması amacıyla böyle bir çalışmamız vardır. Gün birlik günüdür. Yaraları sarma günüdür. Bu acıları hep birlikte aşacağız. Yaraları saracağız. Fakat sorumlulardan da mutlaka hesap sorulacaktır. Milletvekilimiz depremin ilk saatlerinden itibaren bölgede olduğu için oradaki izlenimlerini aktaracak. Daha sonrasında da belediye başkanlarımızın, bölgedeki yardımlar konusunda girişimlerine bizzat kendileri aktaracaktır.” dedi.
“SİYASETİ SONRA YAPACAĞIZ AMA ÇARŞAMBA’YA KADAR AFAD’IN HATAY’DA ARAMA KURTARMA YAPMADIĞINI BİZZAT GÖRDÜM”
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, büyük deprem felaketi nedeniyle tüm Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerini iletti. Depremin ardından hemen Hatay’a gitmek üzere yola çıktığını söyleyen Köksal, “Yoğun uğraşlar sonucu akşamüzeri İskenderun’a ulaşabildim. Depremin boyutlarını anlayabilmek için İskenderun’da bölge milletvekili arkadaşım Suzan Şahin’le birlikte mahalleleri dolaşarak enkazları teker teker tespit etmeye çalıştık. Sabaha kadar depremden etkilenen bölgelerdeki arkadaşlarımızla iletişim kurarak depremin yıkıcı tablosunu ortaya koymaya çalıştık. Telefonlarımız çektiği süre içerisinde birbirimizle iletişim içerisinde olmaya çalıştık. Genel Başkanımıza deprem bölgesinde yaşananları aktarmak için sabaha kadar uğraştık. Hatay’ın yüzde 80’i yıkılmış veya ağır hasarlı durumdaydı. Siyaseti sonra yapacağız. Ama belirtmeden geçemeyeceğim. Çarşamba günü öğlene kadar ne yazık ki arama kurtarma operasyonu olarak AFAD’ın veya ona bağlı hiçbir kurumun bir arama kurtarma operasyonu olmadığını ben bizzat yerinde gördüm.” diye konuştu.
“ENKAZ ALTINDAN ÇIĞLIKLARI DUYDUK AMA BİRŞEY YAPAMADIK”
“Enkazlar yakınları olanların feryatlarıyla doluydu.” diyen Köksal, “Enkazların başında sadece o enkazlarda yakınları olanlar vardı ve onlar kendi çabalarıyla enkazda kalan insanları o canları kurtarmaya çalışıyordu. Her yer enkazlarla doluyken sadece o insanları görebiliyordunuz. Ben mahallelerde gezerken enkazların başında kimse yok mu dediğimde, orada insanların yardım çığlıklarını duyuyorduk. Ama bir şey yapamıyorsunuz. Enkazın üstünde olanları ancak kendi gayretinizle çıkartabildik. Ama kirişlerin, kolonların altında, o betonların altında olanların insan gücüyle zaten çıkması mümkün değil. O yardım çığlıkları benim hala kulaklarında. Daha sonra tekrar o enkazların birçoğuna gittiğimde, ilerleyen günlerde ne yazık ki oradan canlı çıkmadığını da öğrendim. Enkazlardan sağ olarak kurtulan veya ağır hasarlı binalardan kaçabilen vatandaşlarımız için acil olarak nelerin gerektiğinin tespitini yaptık. İl Başkanımızla ve Belediye Başkanlarımızla birlikte bölgeye acilen su, gıda, giyecek, battaniye, bebek bezi, bebek maması gibi ihtiyaçların gönderilmesi gerektiğine karar verdik. İl Başkanımız ve İlçe Başkanlarımız güçleri nispetinde yardım tırları bu malzemeleri ayni ve nakdi olarak toplayarak yardım tırlarıyla bölgeye intikal ettirdiler, güçleri nispetinde. İhsaniye Belediye Başkanımız birçok yardım malzemesi göndermenin yanı sıra Nurdağı’nda bir aşevi kurdu.” diye konuştu.
“BU AYKİ MAAŞLARIMIZI DEPREMZEDELERE BAĞIŞLAYACAĞIZ”
Bölgeye ellerinden gelen her türlü desteği vermeye çalıştıklarının altını çizen Köksal, “DASK’ı belediyemiz elindeki araçlarla ve yardım tırıyla bölgeye yetişmeye çalıştı. Yeşilçiftlik ve Dereçine Belediyelerimiz yardım tırları ve yakacak yardımlarıyla depremzedelerin yanında olmaya çalıştılar. Kendileri bunları detaylı olarak anlatacaklar. Biz de milletvekili olarak, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde bu ayki maaşlarımızı depremzedelere bağışlama kararı aldık. Bu deprem bize gösterdi ki tek adam rejimi sınıfta kaldı. Orada kaldığım günler boyunca gördüğüm koordinasyon eksikliği, kriz yönetimindeki beceriksizlik ne yazık ki insanlarımızın canına mal oldu. Neden bunu söylüyorum? Çünkü devletin hiçbir yetkilisinin inisiyatif alamadığını, kendi başına karar veremediğini gördüm. Onlar ne yapacaklarını bilmez bir halde koordinasyon merkezinde bekliyorlardı. Yangınlarda olduğu gibi depremde de talimat bekleyen bir yapıyla karşı karşıya kaldık. ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla.’ sözü aslında her şeyi özetler nitelikte. Bana göre AFAD’ın koordinasyonu günler boyunca beklendi ve bu sürede insanlar enkaz altında soğukta kurtarılmayı bekledi. Çarşamba gününe kadar resmi kurumların araçları bir gün boyunca yollarda bekletildi. Belediyelerden ve resmi kurumlardan gelen o araçlar, vinçler, kepçeler nereye gideceğini bilmez bir halde bekletildi. Anlayamadığım şu ki, 17 Ağustos depreminde ve birçok depremde bölgeye ilk olarak intikal edip binlerce can kurtarmıştı Türk Silahlı Kuvvetleri. Ama bu depremde TSK’da Çarşamba gününe kadar enkazlara gönderilmedi. Onlar da alana gönderilmedi. Siyaset yapmayın diyorlar ama aslında tamda bir siyaset yaptılar. Çünkü verilen kararlar tamamen siyasi kararlardı. Siyasetin zamanı değil diyenler koordinasyon merkezinden sokağa çıkmadılar. Alanda sadece CHP milletvekilleri, il ve ilçe örgütleri vardır. Gücümüz nispetinde oradaki vatandaşların Olmaya, yardımcı olmaya, yaralarını sarmaya, acılarına ortak olmaya çalıştık. Sıkıntılar eğer deprem bölgesinde bu şekilde bu sorunlar devam ederse sıkıntılar da ne yazık ki devam edecek. Hava koşulları düşünüldüğünde işte çadır istiyorlar. Çadır kentler kuralım diyorlar. Ama ben oradaki hava koşullarını düşündüğümde baktığımda iklime çadır kentler yerine konteyner kentler kurmanın, prefabrik evler yapmanın, depremzedeler için o bölgede kalanlar için daha uygun olacağı kanaatindeyim.” şeklinde konuştu.
“UZAKTAN EĞİTİMDEN VAZGEÇİLMELİ EĞİTİM FEDA EDİLMEMELİ”
Depremden sonra ikinci aşamanın salgın hastalık riski olduğuna değinen Köksal şu ifadeleri kullandı: “Depremden sonraki ikinci aşamaya geçiliyor ne yazık ki. O da salgın hastalık. O yüzden bölgeye acilen seyyar tuvaletler kullanım suyu ve hijyen malzemeleri gönderilmesi gerekiyor. Bu gerçekten önemlidir. Bu sefer depremden kurtulan insanları salgın hastalık kıracak. Aş evleri süreklilik arz etmeli. İnsanlara gıda desteği ve sıcak yemek sürekli verilmeli. Ve bizi üzen bir konu daha vardır. O da Sayın Erdoğan’ın yaz sonuna kadar üniversitelerin uzaktan eğitim yapacağını ve KYK yurtlarının da depremzedelere tahsis edileceği açıklamasıdır. Almanya’dan bir örnek vermek istiyorum. İkinci Dünya Savaşı olmuştu Almanya’da biliyorsunuz. Taş taş üstüne kalmamış Almanya yerle bir olmuştu. Amerikalı General, Alman generale ‘Artık siz bir daha belinizi doğrultamazsınız demiş. Alman General, ‘Evet taş taş üstünde kalmadı ama üniversitelerimiz ayakta.’ diye cevap vermiş Amerikalı generale. Aslında bu anekdot bile eğitimin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yetiyor. Bazı meslekler vardır ki uzaktan eğitimle öğrenilmesi mümkün olmaz. Şöyle bir düşünün. Hiç hastane görmemiş. Hiç hastanede uygulama görmemiş, hiçbir hasta görmemiş, bir hekim veya hemşireye canınızı ne kadar emanet edebilirsiniz? Uzaktan eğitimle mezun olmuş bir mimar veya mühendise binanızı ne kadar gönül rahatlığıyla yaptırabilirsiniz? Ya da uzaktan eğitimle mezun olmuş bir elektrik elektronik mühendisliğine ne kadar güvenerek iş verebilirsiniz? Bunun örneklerini çoğaltmak mümkün. İşte bu yüzden uzaktan eğitim kararından kesinlikle vazgeçilmeli. Eğitim feda edilmemeli. Depremzedelerimizi KYK yurtlarına yerleştirmek yerine boş olan oteller tercih edilmeli. Bugün turizm bölgesinde olsun iç bölgelerde olsun yüzlerce otelin boş olduğunu hepimiz biliyoruz. Mesela Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un boş olan otellerine bu depremzede yurttaşlarımızı pekâlâ yerleştirip konaklamalarını sağlayabiliriz. Gün siyaset yapma günü değil, ancak AFAD’ın koordinasyonsuzluğunu, AFAD’a alınan liyakatsiz kişilerin alımını, sürekli çıkarılan imar aflarını ve yapılardaki denetim Sizin hesabını emin olun. Günü geldiğinde tek tek soracağız. Buradan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Allah bu ülkeye bir daha böyle bir acı yaşatmasın diyorum.”
“YEŞİLÇİFTLİK BELDESİ
DEPREM BÖLGESİNE
HİZMETİ SÜRDERECEK”
Yeşilçiftlik Belediye Başkanı Mehmet Ali Sakal, deprem sonrası yürütülen yardım çalışmaları hakkında şunları söyledi: “Kaybetteğimi tüm canlara Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu ülke büyük bir ülkedir biz bu depremin bu yaranın altından kalkacağız. Kalkmak zorundayız. Sayın Vekilimin belirttiği gibi gün birlik günüdür. Biz Yeşilçiftlik Belediyesi olarak depremi öğrendiğimiz andan itibaren iki kamyon ve dört personeli deprem bölgesine sevk ettik. Gerekli kürek, kazma ve ile birlikte Samandağı’nda çalışmaya başladılar. İki kamyondan birisi yorulan personelin değişimi ve Samandağı’nda yaşayan depremzede bir hemşehrimizi beldemize getirmek üzere yola çıktı. Personel değişim sonrakı tekrar deprem bölgesine dönecektir. Bu vesileyle belde halkımıza katkıları nedeniyle çok teşekkür ediyorum. İlk andan itibaren her türlü gıda, giyim ve ihtiyaç malzemesini tıra yerleştirdik. Sosyal medyadan görülmüştür. Hatta araçta eşya koyacak yer bulamadık. Bir tırı belde de doldurduk. Yine bir şoförle, bir personelle birlikte gönderdik. Yeşilköy diye bir mahalleye, Yeşilçiftlik’ten gitti. Yeşilköy diye bir mahalleye teslim edildi muhtarına. Benim adım Mehmet Ali Sakal. Yeşilköy’ün muhtarının adı da Mehmet Ali’ymiş O da sosyal medyadan bize teşekkür etti. Nokta atışı, tırımızı yerine ulaştırdık. Arkasından 80 adet bizim mevsimlik işçiler için hazırladığımız çadırlarımızı yükledik. Beş personelle birlikte Dereçine Belediyesi deprem bölgesine yardım gönderdi. Dereçine Belediye Başkanımız anlatacaktır. Elbistan’a gönderdik. Seksen tane çadırımız oraya kuruldu. Bu ara 8 tane seyyar tuvaletimizi Sultandağı Kaymakamlığı aracılığıyla deprem bölgesine gönderdik. Şu anda belediye binamız, belediyenin altındaki PTT ve iş yeri merkezimizde çokça eşya var. Bizden istenilenler; Kuru gıda, temizlik malzemesi ve battaniye. Buna yoğunlaştık. Zannediyorum Çarşamba gününe yetiştirebiliriz. Yeşilçiftlik halık olarak bir tır daha eşya göndereceğiz. Yeşilçiftlik Belediyesi olarak bu yara sarılıncaya kadar uykusuz ayakta deprem bölgesine hizmet etmeye devam edeceğiz. Sayın vekilimizin ve sayın genel başkanımızın talimatıyla biz sonuna kadar bu ülkeye hizmet etmeye devam edeceğiz.”
“YARDIMLAR GÖNDERMEYE
DEVAM EDECEĞİZ”
Dazkırı Belediye Başkanı İsmail Taylan yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Başkanımızın ve milletvekilimizin söylediği gibi çok büyük bir afet yaşadık ve canlarını kaybeden bütün hemşehrilerimize, yurttaşlarımıza başsağlığı diliyorum. Bizde afetin gerçekleştiği Pazar sabahından itibaren acil ihtiyaç durumuna göre yardımlar gönderdik ve göndermeye devam edeceğiz. Biz birlikte beraber hareket etmeye çalıştık. Kaymakamlığımız, Valiliğimiz ve AFAD ile birlikte ama bizim personellerimiz bölgeye vardıktan sonra kayıt aldık siz bekleyin demişler. Hala var mı diye soruyorlar ama orada gidenlere de ne yazık ki koordinasyon eksikliğinden dolayı bazıları sayın vekilim de gözlemlemiştir. Hiçbir şey yapmadan bölgede bekletiliyor. Bekletiliyorlar. Bu koordinasyon eksikliği de inşallah kısa zamanda giderilip işin üstesinden kalkılır. Islahiye’de vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması için su dağıtımı yapılıyor. AFAD’ın isteği üzerine sadece bizim ilçemizde olan kar küreme kamyonu tuz serpme özelliğine sahip olduğu için Malatya’ya gönderildi. Afet için yardım çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Dazkırı olarak ilçemizde çokca yardım malzemesi toplandı.”
“DEPREMİ ÖĞRENİR
ÖĞRENMEZ HAREKETE GEÇTİK”
İhsaniye Belediye Başkanı Tunay Türkmen konu hakkında şunları söyledi: “Deprem felaketinde ölenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Depremi öğrenir öğrenmet itfaiyemizi, kepçemizi gönderdik. İş makinelerimiz biraz geç gitti. Çünkü şartlar çok zordu. Bölgemizde Kaymakamımız başkanlığında bölge başkanlarıyla biraya gelerek İhsaniye AFAD grubu kurarak Çarşamba günü elbirliğiyle 17 tır genel ihtiyaç malzemelerini bölgeye gönderdik. Bunlara ek olarak belediyemiz 6 kamyon yardım malzemeleri gönderilmiştir. Nurdağı’nda tam ulaşım yerine yakın bir yemek çadırı kurduk. Arkadaşlarımız orada sıcak çorba, yemek ve çay hizmetleri vermekte. Gelen haberlerimize göre ekmek sıkıntılarının olduğunu öğrendiğimizde un temin ederek bütün köylerimize dair her mahallelerimizin köy fırınlarına dağıtarak binlerce patatesli Afyon ekmeğinin yapımını sağladık. Ekmeklerimizi gönderdik. Bunların yanı sıra sağlık ihtiyaçlarıyla ilgili, gıdalarla ilgili hala elimizde ürünler bulunmakta. Fakat şu anda bir yığılma olduğundan dolayı beklemekteyiz. Onları da inşallah göndereceğiz.”
“VALİLER KAYMAKAMLAR GİBİ BELEDİYE BAŞKANLARIDA GÖREVLENDİRİLMELİ”
Dereçine Belediye Başkanı Ömer Yıldız şu ifadeleri kullandı: “Bir benzerlikten bahsetmek istiyorum. 3 Şubat Sultandağı depremini yaşadık. Ben o zaman İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak kriz merkezinde görev yapmış bir Belediye Başkanıyım. Sultandağı depremide 3 Şubat’ta olmuştu. Şu anki depremde 6 Şubat tarihinde oldu. İklimsel, hava şartları olarak Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve birçok bölge ile birçok benzerliğe sahibiz. Dolayısıyla Sultandağı depremi tecrübelerimiz üzerinden hareket ettik. Memleketimiz büyük bir memleket. Vatandaşın gerçekten bölgeye aktığını ve birlik beraberlik içinde çalıştığını ben gerçekten gördüm. Vatandaşlarımız çok duyarlı. Hepsine buradan ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Başkanımız, vekilimiz ve belediye başkanlarımız ortak whatsApp grubundan sürekli haberleşiyoruz. Birbirimize destek oluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir. Yakın bir zamanda umarım el birliğiyle bu afeti de kaldıracağımıza canı gönülden inanıyorum. Tabii eksiklikler vardır mutlaka. Bunları da bir an önce temin edilmesi ve yerinde giderilmesi gereklidir. Yeterli koordineli yardımlar da vardır. Ancak bizim yardımlarımızın doğru yerlere ulaşmasında vekilimizin bölgede oluşumunun çok büyük katkısı oldu. Vekilimiz bölgeden ihtiyaç şudur, şuraya olmalıdır diye bize bilgi verdiğinde biz bunu AFAD’da görevlilerine gönderdik. Öncelikle bir kamyon, bir kepçe valilik talebiyle bölgeye gönderdik. Şu anda 3 personelimizle birlikte kamyonumuz, kepçemiz çalışmaya devam ediyor. Daha sonra ilk etapta bir tır yine AFAD kontrolünde karışık yardım malzemesi gönderdik. Bunun içinde battaniyeden gıdaya, giysiden sobaya farklı yardım malzemeleri vardı. Hemşerilerimizden talep geldi. Bölgeden çıkmakla ilgili, gelmekle ilgiliydi. Afyon Esnaf Odası’nın kurduğu bir yemekhane var. Çok başarılı çalışma yapılıyor. Vekilimizde ziyaret etti. Oraya otobüsle malzeme gönderdik. Dereçine halkına çok teşekkür ediyorum. Özellikleri kadınlarımıza teşekkür ediyorum. Gece yarılarına kadar sandviç hazırladılar. Sandviçtir, helvadır, meyve suyudur, gıda maddelerini Afyon Esnaf Odası’nın yemek dağıttığı yere takviye olarak gönderdik. Orada boşalan otobüsümüzde de 23 Dereçine’li vatandaşımızın deprem bölgesinden tahliye edilmesini sağladık. Yine vekilimizin bölgede yakacak ihtiyacı var sözü üzerine Adıyaman iline bir tır odun gönderdik, doğranmış, yakılmaya, sobaya girmeye hazır şekilde odun gönderdik. Maalesef bu süreçte Hatay Belen’e, cenaze arabası göndermek zorunda kaldık. Kiraz sezonunda mevsimlik işçilerimizin kullandığı seyyar tuvaletleri yükledik. Kahramanmaşar Elbistan’a personellerle gönderdik. Dün itibariyle de belediyemizde topladığımız soba, ısıtıcı gibi malzemeleri kaymakamlığın gönderdiği tırla göndermeye devam ediyoruz. Hazırda bol miktarda odunumuz bir tır sarabileceğimiz bir seviyededir. Biz meyveci bölgeyiz. Odun toplamakta çok sıkıntımız yok. Bunun yanında göçerler ve Yörükler bizim bölgemizde. Onların teklifi üzerine Dereçine Belediyesi olarak Akbaba Kooperatif hizarını ve Dereçine’deki bir şahsın hizarını belediye olarak verdik. Göçer Yörüklerin çadırlarından yapıyoruz. Ahşap malzemeden üzerine branda çekerek orada bu çadır olarak kullanılabilir, banyo olarak kullanılabilir, tuvalet olarak kullanılabilir. İhtiyaca binaen kullanılmak üzere şu anda üretim aşamasındayız. Vatandaşlarımızın getirdiği yardımlardan kıyafetlerde yığılma oldu. Belediye de bunun tasnifini yapmaya çalışıyoruz. Aslım söylemek istediğim; Herkes yardım yapıyor, bir şeyler yapıyor. Bize bir bölge verilsin. Başından beri ben bunu söylüyorum. Bize bir bölge verilsin. Denilsin ki Dereçine Belediyesi Türkiye’nin en küçük belediyelerinden birisi. İki bin nüfuslu bir belde verilsin, biz o beldenin bütün ihtiyaçlarını karşılayalım. Böyle bir koordinasyona ihtiyaç var. Yeri önemli değil. Deprem bölgesinde bizim baş edebileceğimiz büyüklükte bir köy verilsin. O köyün bütün ihtiyaçlarını biz karşılayalım. İnsanlar yardım etmek istiyor. Gönderdiğimiz malzemelerin depolarda beklediği, şu olduğu, bu olduğu gibi söylentiler üzerine insanlar da artık yardım yapma talebinden vazgeçmek üzereler. Biz personel gönderebiliriz bakın. Orada belediyecilik hizmeti varsa, belediye başkanı da dahil su kanalizasyon işleri için personel gönderebiliriz. Orada yapılacak işler için çadır kurmaları için kazmalar, bütün her şey için artık enkazdan sonra insanların yaşayabileceği alanlar oluşturulacak. Burada çalışacak teknik personeller gönderebiliriz. Oradaki belediye başkanı arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Oradaki belediye başkanı arkadaşlarımız aynı zamanda depremzede. Onlar da kayıplar yaşadılar. Onların da binaları yıkıldı. Onlar da zor durumda. O insanların bulunduğu yeri layıkıyla yönetmesini bekleyemezsiniz. Takviye edilmesi gerekiyor. Nasıl ki valiler, kaymakamlar görevlendiriliyor? Benim kişisel kanaatim, oradaki belediyelere yardımcı olmak amacıyla belediye başkanları, belediye başkan yardımcıları da görevlendirilmeli. Ve biz bölge verilirse bir köyün bütün ihtiyaçlarını karşılayabiliriz. Benim teklifim başından beri budur. Ama bir türlü bir koordinasyon halledilemedi. Bu koordinasyonun halledilememesi de insanlarda bir güvensizliğe sebep oldu. Çıkıyorlar. Şimdi bize valilik kanalıyla deniyor ki gıdada giyside ihtiyaç yok depo oluyoruz. Biz de görüyoruz. Biz meyveci bir bölge olduğumuzdan soğuk hava depoları var. Şu anda depolanan ekmek, et depolara geliyor depolanıyor. Bunlar sonradan sevk edilmek üzere. Ama mesela devletin bir bakanı çıkıyor burada ihtiyaç var diyor. Burada her türlü malzemeye ihtiyaç var diyor. Devletin bir bakanı çıkıyor işte başka bir şey söylüyor Onun için vekilimiz ve sanıyorum il başkanımız da bölgeye gidecekler. Bölgeden bizim sağlıklı bilgiye ihtiyacımız var. Orada ihtiyacın ne olduğuna dair doğru bilgilendirmeye ihtiyaç var.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM