Sosyal medya günümüzün olmazsa olmazlarından bir nevi. Sosyal medyası olmayan insana aa bu devirde senin hala bir sosyal hesabın yok mu diye şaşkınlıkla bakılabiliyor. Sevmiyordur, zaman kaybı görüyordur, daha önemli işlerim var diye düşünüyordur, saygı duyarız. Belki de doğrusunu yapıyor bu insanlarımız. Sosyal medya hesaplarını abur cubur kullananlara bakınca, onlara hak da vermiyor değiliz. Sosyal hesaplar; facebook, instagram, twitter, tiktok vb.. mecralardan oluşuyor. Daha çok kullanıcı face de benim görebildiğim kadarıyla. Ahlak heryerde geçerli olduğu gibi sosyal medyada da geçerli ve gerekli. Nasıl toplumsal hayatta ahlak ilkelerine uymamız gerekiyorsa, bu mecrada da ahlak ilkelerine ve etik kurallarına uymamız gerekiyor. Doğruluk toplum hayatının en önemli gereği ise sosyal medyanın da en gerekli ilkesidir. Sosyal hesapları üzerinden; yalan yanlış beyanda bulunmak, insanlara iftira atmak, görmediği şahit olmadığı bir konu üzerinde şehadette bulunmak, birilerine çıkar sağlamak amacıyla yalanı ana gaye yapmak maalesef görebildiğimiz, şahit olduğumuz durumlardan. Sosyal medyanın en sıkıntılı kesimi de yalan ve iftirayı odak noktaya koyan, her görüşten her meşrepten troller. Trollerin verdiği zararı kimse vermiyor. Bunların birçoğu da gerçek kimliğini gizliyor. Kimliği belirsiz, tanımadığımız künye, lakap veya mahlas kullanan veya toplum önünde olan insanların hesaplarını taklit eden kimseleri bizler de takip etmeyelim, onlara prim yaptırmayalım. Bu mecrada gördüğümüz en önemli yanlışlardan biri de, insanların diğer insanların gözlerine sokarcasına yediklerini paylaşmalarıdır. Büyüklerimiz ne derlerdi bir yere giden insanlara: Yediğin içtiğin senin olsun, bize gördüklerini anlat.Yani gözlemlerini bizle paylaş, yoksa filan restoranda kebap yedik, sabah kahvaltısını filan yerde mükellef yaptık neredeyse kuş sütü eksikti, bugün pikniğe gittik, köfteler, kebaplar sucuklar gırla gitti gibi.. ifadeler değil. İnsanlar sosyal alanlarda bunu istemiyor hatta rahatsız da oluyorlar. Gören gözün hakkı var, bulan var bulamayan var, bu konuda hassasiyet göstermek gerekir. Sosyal medyada istismarcı dolandırıcı da çok fazla. Mümkün mertebe aile fotoğrafları (eşlerimizin kızlarımızın.. ) paylaşılmamalı, özellikle kadınlar ve genç kızlarımız bu konuda dikkatli olmalı. Onların masum paylaşımlarını, oradaki fotoğraflarını alıp uygunsuz yerlerde paylaşabiliyorlar. Önemli bilgilerimizi bu mecralarda paylaşmayalım. Dolandırıcılar oralardan alıp bu bilgileri istedikleri gibi kullanabiliyor. Bir bakarsınız adınıza bir şirket kurulmuş, normalde iyi bir şirket sahibi oldum dersiniz lakin borçların size kaldığı, dolandırıldığınız bir şirket. Sosyal medya hesapları üzerinden mümkün mertebe alışveriş yapmayalım. Güvenilir siteler üzerinden 3D yöntemi ile yapalım yapacaksak. Bu zamanda da hala çalınan hesaplar üzerinden, hediye, çek vb.. kazandınız diyen dolandırıcılara kanmayalım. Kendini hakim, savcı, polis, subay gibi.. tanıtıp tehdit şantaj yoluyla para koparmak isteyen dolandırıcılara itibar etmeyelim. Böyle bir durum olduğunda direk güvenlik güçleri ile irtibata geçelim. Genç kızlarımızı kadınlarımızı tuzağa düşürmek isteyen art niyetli insanlara karşı uyanık olalım. Evlilik gibi ciddi konuları sosyal medya üzerinden gerçekleştirmemek gerekir. Buralarda insanlar olduğundan farklı görünür. Tabir-i caizse; kel sırma saçlı olur, kör badem gözlü olur. İnsanın engeli kusur değildir lakin bazı insanlar kendini farklı gösteriyor. Neysen osun, yalanlarla insanları kandırmakla mutlu bir yuva kuramazsın. Daha sonra makyajlar dökülüyor yalanlar ortaya çıkıyor, ben seni böyle bilmiyordum gibi.. ifadelerle mahkemelerin yolu tutuluyor. Evliliklerinin ilk günü boşanmak için adliyeye giden çiftleri biliyoruz. Ezcümle; sosyal medyada doğru güvenilir, kişilik haklarına saygılı, trollük yapmadan, yediklerimizi paylaşmadan, abur cubur paylaşımlara girmeden, güzel verimli paylaşımlar yaparak sosyal hesapları kullanalım..