Aile Bakanlığı’na Emirdağlı Bakan

Aile Bakanlığı’na Emirdağlı Bakan

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın atanması beklenirken Afyonkarahisar kökenli gurbetçi bir ailenin kızı olan Mahinur Özdemir Göktaş atandı

 

7 Kasım 1982’de Belçika Schaerbeek’te doğan Türk asıllı Belçikalı eski siyasetçi olan Mahinur Özdemir Göktaş, 2009-2019 yılları arasında iki dönem Brüksel Milletvekili olarak görev yaptı. 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi oldu. Konya ve Emirdağ asıllı göçmen bir Türk ailesinin Belçika’daki üçüncü nesil fertlerindendir. Brüksel ULB Üniversitesi İnsan Kaynakları Mühendisliği Bölümünde Lisans, Kamu Yönetimi alanında da Master yaptı. Seçilmesinin ardından, başörtüsü yüzünden eleştiriler aldı ve çalışmasının zor olacağı iddia edildi.Şehir planlama, imar, çevre, konut sorunu ve iş yerlerinde ayrımcılıklarla mücadele konularında çalışmalar yaptı.
12 Eylül 2019 tarihinde açıklanan “Büyükelçi ve daimi temsilci atamaları” ile Cezayir Büyükelçisi olarak atandı. Türkiye’nin Kuzey Afrika’ya atadığı ilk kadın büyükelçidir.
Evli ve 2 çocuk annesidir.Ana dilleri Türkçe ve Fransızca’nın yanı sıra ileri düzeyde Felemenkçe, İngilizce konuşmaktadır ve Latince bilmektedir.
TÜRKİYE’NİN CEZAYİR BÜYÜKELÇİSİ OLDU. ERDOĞAN NİKAH ŞAHİDİYDİ
Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi olarak görev yapan ve her yıl ailesinin memleketi Emirdağ’a gelmeye çalışan Mahinur Özdemir, 2009 yılında Avrupa Parlamentosu’na seçilen ilk başörtülü milletvekili oldu. Belçika’da doğan ve Belçika vatandaşı da olan Özdemir, 2014 yılında 1915 Ermeni tehcirini “soykırım” olarak tanıyan bildiriyi imzalamayı reddettiği için Frankofon Merkez Hümanist Demokrat Parti’den ihraç edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2010’da Özdemir’in nikâh şahitliğini yaparken Özdemir, partisinden ihraç edildikten sonra Belçika’nın İstanbul Başkonsolosluğu önünde düzenlenen protesto gösterisine Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan da katılmıştı.
Mahinur Özdemir’in nişan töreni Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesi öğretmenevinde düzenlenmiş, nişana Özdemir ve Göktaş’ın aile yakınları, AK Parti İstanbul Milletvekili Edibe Sözen, Emirdağ Kaymakamı Zekeriya Güney, Belediye Başkanı Cengiz Pala, Altındağ Belediye Meclis Üyesi Deniz Yavuz katılmıştı.
EMİRDAĞ’DAN BELÇİKA’YA GÖÇ EDEN AİLENİN EVLADI
7 Kasım 1982 tarihinde Brüksel’de dünyaya gelen Mahinur Özdemir, Emirdağ’dan Belçika’ya 1970 tarihinde göç eden; Belçika Brüksel Schaerbeek’te 26 sene boyunca market işleten Hasan Malak’ın 30 torununun en büyüğü… Babası Hasan Özdemir İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü mezundur ve aslen Emirdağ-Tez köyündendir.
Eğitim hayatını başarılı bir şekilde Brüksel’de geçiren Özdemir, Latince-Kimya-Matematik bölümünden mezun olduktan sonra, Brüksel Hür Üniversitesi’nde ekonomi ve siyasal bilgilerde ön lisansını, İnsan Kaynakları Mühendisliğinde lisansını, kamu yönetiminde ise masterını tamamladı.
BELÇİKA’DA BELEDİYE MECLİSİ ÜYELİĞİNDEN BAŞLADI
Eğitim hayatı boyunca aile işlerine yardım amaçlı kasiyerlik yaptığı gibi okullarında sorun yaşayan gençlere gönüllü olarak matematik, tarih ve Fransızca dersleri verdi. Okulunun öğrenci temsilciliği kurumunda aktif rol üstlenip aynı zamanda üniversitedeki Türk kökenli gençlerin birbirlerini tanımaları, teşvik etmeleri ve başarılarına katkı sağlaması açısından halen son derece faal olan La Turquoise Derneği’nin kurulmasına öncülük eden bir aktivist oldu.
İlk olarak 2004 yılında yurttaşlık bilinciyle Merkez Demokrat Hümanist (CDH) partisine üye oldu. Schaerbeek teşkilat toplantılarındaki aktif çalışmalarıyla göz doldurarak 2006 belediye seçimlerine aday gösterildi. Listede 18. sırada yer almasına rağmen, aldığı tercihli oylar sayesinde 3. sıraya kadar yükselip; Schaerbeek Belediyesi’nin en genç Belediye Meclis Üyesi oldu. Belediye’de imar-şehir planlama, kadın-erkek eşitliği, eğitim ve kültür, sağlık, çevre ve çevre düzenlemeleri ile ilgili komisyonlarda faaliyet göstermekle birlikte belediye başkanının komisyonlarını da takip etti. 2007-2009 yılları arasında partisinde sırasıyla; eğitim uzmanı, Parti Genel başkanı özel kalemi ve siyasi danışman olarak görev yaptı.
2009 yılında Brüksel bölge seçimlerinde 21. sırada aday gösterildi, aldığı tercihli oylar sayesinde 11. sıraya yükselerek milletvekili seçildi ve meclise girmeye hak kazandı. Meclisin en genç milletvekili olan Özdemir, Belçika genelinde de Türk kökenli en genç siyasetçi oldu. Ayrıca Brüksel Meclisindeki Türk kökenli tek kadın vekildiydi.
Brüksel parlamentosunda takip ettiği ve aktif bir şekilde çalıştığı komisyonlar: Sosyal işler, Çevre ve enerji, İmar ve Şehir planlama. Çalışmalarında kadınların ve gençlerin daha iyi bir şekilde temsil edilmesi gerektiğine inandı. Bu yüzden gençlerin ve kadınların toplumda daha aktif ve katılımcı olmaları gerektiğinden hareketle bu alanda çalışmalar yürüttü. Mecliste kadına karşı şiddet, göçmen kadınların sorunları, istihdam alanında ayrımcılıkla mücadele, enerji faturalarının yüksek tutulması ve tüketici hakları üzerinde çalışmakla birlikte bu alanlara yönelik pek çok soru önergesi verdi.
Avrupa’nın ilk başörtülü milletvekili olmasından dolayı da ulusal basın tarafından yemin töreni çok büyük yankı bulmuştu. Dünyanın farklı yerlerindeki alanı ile ilgili davetlere panelist ve konuşmacı olarak katıldı, birçok ödüle de layık görüldü. Çok iyi bir müzik kulağına da sahip olan Mahinur Özdemir solfej piyano ve saz çalmakta profesyonel olarak da fotoğrafçılıkla ilgilenmektedir. 6 dil bilen Özdemir, 2010 yazında Emirdağ’da dünya evine girdi.
AVRUPA’NIN İLK BAŞÖRTÜLÜ PARLAMENTERİ. MARKETTE KASİYERLİK YAPARKEN KENDİSİ İÇİN OY TOPLADI
Avrupa’nın ilk başörtülü ve Brüksel Parlamentosu’nun da en genç milletvekili olan Mahinur Özdemir, artık “gurbetçi” değil “Avrupalı Türk” olarak anılmak istediklerini söylemişti.
Belçika’ya Türk göçünün 50. yıl kutlamaları sürerken Brüksel Parlamentosu’nun en genç milletvekili Özdemir’in başarı öyküsü TRT Türk’te ekrana geldi. “Benim Hikayem” programına konuk olan Özdemir, şunları söyledi:
“Gurbetçi kelimesine yıllardan beri karşıyım çünkü, Avrupa’da yaşıyoruz ve buraya yeni göç etmedik. Belçika’ya göçün 50. yılı kutlanıyor ve biz Avrupalı Türkleriz. Bu kavram çok önemli. Yaşadığımız ülkeyi benimseyerek geçmişimizi de unutmadan bu kimlikleri beraber taşımamız lazım. 1. kuşak gurbetçi ifadesini gururla taşıdı ve taşıyorlar. Ancak biz 3. ve 4. kuşağın, ‘Avrupalı Türkler’ olarak adlandırılması gerektiğine inanıyorum.”
YOLUNU BULAMADIĞI ÜNİVERSİTE, ÇIKIŞ NOKTASI OLDU
Özdemir, hikayesinin, göçmen ailenin 35 torunundan biri olarak doğduğu Belçika’da Brüksel ULB Üniversitesi’ni kazanmasıyla başladığını şöyle anlattı:
“Bizim ailemizde ilk üniversiteye gidip bitiren kişi benim. Tabii üniversite bizim ailemizin çok çok dışarısında ve ben üniversiteye başladığım ilk gün yanlış trene binerek kendimi ormanda buldum… Üniversitede birkaç arkadaşla Türk Öğrenciler Derneği’ni kurduk. Sonra fark ettik ki biz buralıyız aslında. Avrupalı Türkleriz ve yaşadığımız ülkelerde bir yere gelmek istiyorsak bizim de söyleyeceklerimiz olmalı. Üniversite hayatım bu anlamda beni çok etkiledi ve üniversite son sınıftayken bana en yakın olan siyasi partiye üye olmaya karar verdim.”
KASİYERLİK YAPARKEN OY TOPLADI
Çağrıldığı ilk teşkilat toplantısında ise “Sen yanlış toplantıya mı geldin?” sorularıyla karşılaştığını anlatan Özdemir, 2006 yılındaki ilk seçim döneminde ailesine ait markette harçlığını çıkarmak için kasiyer olarak çalışırken bir yandan da kendisini anlatarak oy topladığını, böylelikle 23 yaşında partisinin en yüksek oylarından birini kazandığını söyledi.
Mahinur Özdemir, 2009 yılında Hristiyan Demokrat Parti (CHD)’den Brüksel Meclisi’ne seçilmesinin ardından karşılaştığı bazı zorlukları da anlattı:
“Yemin töreninden öncesi ve sonrası epeyce gündem oldu. Başörtüsü nedeniyle bazen yadırganıyorsunuz. Zaman zaman da yabancı kökenli oluşunuz yüzünüze vuruluyor. Halbuki biz 3 kuşaktır burada yaşıyoruz ve kişisel hak ve özgürlüklerimizin korunmasını istiyoruz.”
Programda Özdemir’in ailesi, arkadaşları ve meslektaşlarıyla röportajlara da yer verildi. Bu bölümde Belçika İçişleri Bakanı Joelle Milquet, Özdemir’i şöyle tanımladı:
“Toplumla tamamen uyum içinde olan, sorumluluk sahibi vatandaşlar ve Belçika politikasının temel aktörleri üçüncü ve dördüncü kuşak Türk vatandaşlarımızın çok iyi bir örneği. Bu çift kimliğini kültür ve anadiline gösterdiği hassasiyetle korurken, herşeyden önce Belçika politika dünyasında rol oynayan bir Belçika vatandaşı”.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM