BİR FOTOĞRAF Kİ…

BİR FOTOĞRAF Kİ…

Şehrimizde geçen hafta gerçekleşen 24 Temmuz Basın Bayramı etkinliklerine katıldık ve hemen sonrasında şehir dışına bazı seyahatler yapmak zorunda kaldık. Bu zorunlu seyahatler nedeniyle bugün gecikmeli olarak bazı konulara değinmeye çalışacağız.
***
Şehitler diyarı, şüheda mekanı Afyonkarahisarımız 418 günlük bir aranın ardından yeniden şehit acısını yaşadı. Ateş sınırlarımızın içerisine düşmesin diye, sınırlarımızın hemen yanı başında bizlerden ilgi/destek bekleyenlerin beklentileri boşa çıkmasın diye Kahraman Mehmetçik’in aylardır sürdürdüğü Pençe Kilit Operasyonları kapsamında Kuzey Irak’ın Hakurk bölgesinde Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerin araziye döşediği patlayıcının infilakı sonucu Çobanlar İlçemiz Kale Köyü’nden Piyade Sözleşmeli Er Cüneyt Taşyürek şehitlik makamına ulaştı. 21 yaşında ve bekar olan şehidimiz vatanın bağrına emanet edildi.
Şehitler diyarı Afyonkarahisar’ın toprakları en son 3.6.2021 tarihinde Hatay Kırıkhan’da şehit düşen Ulş. Uzm. Çvş. Necati Yatkak’ı Sinanpaşa Bulca Köyü’nde koynuna almıştı. Cümle şehitlerimiz için şehadetlerinin kabulünü diliyor, Yüce Allah’tan bizlere şefaatçi olmalarını niyaz ediyoruz.
Şehidimizin cenaze töreninden objektiflere yansıyan ve bizi derinden etkileyen bir fotoğraf karesini de bu vesile ile köşemize taşımak isteriz. Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın şehit babasının elini öperken ki bu fotoğrafı büyük manalar içermektedir bize göre…
Bakınız bu fotoğrafın bir yanında; “Devlet’in Valisi’ne evladı gibi bakan… Devleti için can verecek evlat yetiştiren bir babanın, en değerlisini vatana feda eden Milletin üzgün ama vakur duruşu…”
Diğer tarafında ise “Dünyada emsali olmayan ferasetiyle öpülmeyi herkesten çok hak eden milletinin elini öpen… Babasıyla helalleşir gibi, içerisinden çıkıp geldiği milletiyle, edeple, adapla bütünleşen bir devlet” yer alıyor.
Siyasi kavgalar, günlük dedikodular, şahsi ihtiraslar bir yana… Bu tablo, Türk Milleti’nin ebedi varoluşunun sırrı gibidir.

 

BASIN BAYRAMI’NIN ARDINDAN

 

Bu köşeden biz de bir çok defa konuyu değerlendirdik. Anadolu Basını’nın yıllardır kanayan yarası olan “Meslek yasası” meselesi özellikle son 2 yıldır oldukça gündemdeydi. Gazetelerinden televizyonlarına, radyolarından internet sitelerine kadar ülke genelindeki tüm meslektaşlarımız bu yasanın çıkmasını sabırsızlıkla beklerken yasa taslağı hazırlandı, TBMM’nin ilgili komisyonlarından geçti ve TBMM Genel Kurulu’na kadar geldi birkaç ay önce. Şimdi orada beklemede… Bakalım ne zaman ve ne şekilde çıkacak? Bunu tüm Türk medyası sabırsızlık ve merakla bekliyor.
Merakla takip edilen bu konunun en yetkili kurumlarının başında Basın İlan Kurumu geliyor. 25 Temmuz’da Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç ile BİK yöneticilerini Afyonkarahisar’da konuk ettik. BİK yöneticileri, mesleğimiz adına bir çok birikim bırakarak ayrıldılar şehrimizden.
Bu vesile ile Afyon Gazeteciler Cemiyetimizin 24 Temmuz Basın Bayramı nedeniyle düzenledikleri etkinliklere katkı sunan başta Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’na, Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’e, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay’a, Sandıklı Belediye Başkanı Mustafa Çöl’e, programlarımıza katılım sağlayan Milletvekillerimiz Ali Özkaya, İbrahim Yurdunuseven ve Mehmet Taytak’a, programların sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesindeki katkıları nedeniyle AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş’a, Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Kayar’a, Valilik, Belediye ve AKÜ’nün tüm çalışanlarına, etkinliklere katılım gösteren tüm meslektaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
***
Gazeteciler Cemiyeti yönetimi olarak “eğitim” konusundaki taleplerimizi geri çevirmeyen kendi “sosyal çevresi”ni devreye sokarak Afyonkarahisar’lı basın mensuplarına ayrıcalık sağlayan Vali Kübra Güran Yiğitbaşı’nın konuğu olarak Afyonkarahisar’da bulundu BİK Yöneticileri. Vali Yiğitbaşı’nın davetini alır almaz Afyonkarahisar programı için hazırlıklarına başladıklarını belirten BİK Genel Müdürü Erkılınç, “Sayın Valimiz BİK Genel Kurulu üyesi olarak bizim çok değer verdiğimiz bir hocamız olduğu gibi, yeni kanun tasarısında önemli katkıları bulunan bir akademisyendir” saptamasında bulundu toplantıların başında. Yani “Sayın Vali çağırır da biz gelmez miyiz?” imasında bulunarak Sayın Vali’ye verdikleri öneme işaret etti.
“Eğitimi ne gerek var? Onların anlatacaklarını biz zamanında yaladık yuttuk. Gelip de ne anlatacaklarmış, gelsinler biz ders verelim” diyenlerimiz de oldu bu çalışmalar kapsamında. Onlara da “Eyvallah” dedik. Biz, “Bize bir harf öğretinin 40 yıl kölesi oluruz” ana fikrini benimseyenler olarak bu etkinlikleri gerçekleştirmeye çalıştık. Bunları söyleyenlerin meslek hayatlarında onlarca eğitim seminerine katıldıklarını, böylelikle ustalığa erdiklerini, genç meslektaşların her konuda öğrenime açık olduklarını, bu mantıkla yürünürse hiçbir meslek dalında mesleki eğitim gerçekleştirmemek gerektiğini düşüne düşüne birşeyler yapmaya çalıştık.
Alıştık zaten; meyve verdikçe taş yemeye. Olsun varsın… “Meslektaşlarıyla sürüşen/didişen meslek kuruluşu olmamakta, iyi niyetli/olumlu her gayrete destek vermeye çalışmakta” direneceğiz.
***
Bu toplantının duyulmasının ardından Anadolu’daki bir çok meslektaşımız bizlere ulaşarak, yeni düzenlemeler hakkında “Neler oluyor, son durum nedir, gelişme var mı?” sorularını sormaya başladılar. Bir çoğunu dilimiz döndüğünce bilgilendirdik. Onlara anlattıklarımızı sizlere de aktarmak, kendi izlenimlerimizden kısa bir bilgilendirme yapmak isteriz bu vesile ile.
Şöyle ki; Basın İlan Kurumu ana fikir olarak yerel basın geleneğinin sürmesinden ve yerel gazetecilerin, bu mesleğe emek vermiş, gelenekleri, gazetecilik ve basında sistemleri oturmuş arkadaşların sürdürmesinden yanalar. Ancak çağın getirdikleri ile basılı gazete yayıncılığının geri gittiğinin kabul edilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Çağın tercihinin dijitalden yana olduğunu herkesin kabul etmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu cümlelerden hareketle hazırlanan yasa taslağının bir çok sıkıntıya çözüm, bir çok soruna çare olacağına inanıyorlar.
Yerel basındaki meslektaşlarımızın yüzde 80’i aşan kısmının internet teknolojisine adaptesinin BİK tarafından sağlandığını, geri kalanının sağlanması için de BİK’in çaba içinde olduğunu, bu adaptasyon için mali destek dahil bir çok proje hazırlandığını anlatıyorlar.
Yerel gazetelerin ve yerel gazetecilerin her şeyleri ile kayıt altında oluşunun BİK ve Devlet kurumları açısından göz ardı edilemez bir durum olduğunun farkındalar. Bu nedenle BİK sisteminde halen ve yıllardır mevcut olanlarla, sisteme yeni dahil olacaklar arasında mutlaka bir fark olacağına dikkat çekiyorlar. Anladığımız kadarıyla BİK yasal düzenlemenin sonrası için tüm hazırlıklarını yapmış. Yasa çıkar çıkmaz ardından yürürlüğe girecek olan yönetmeliklerde mevcudun hakkının korunacağı belirtiliyor. Bu hazırlıklar içerisinde resmi ilana talip olacak internet siteleri için bekleme süresinden, tıklanma oranına, içerik zenginliğinden, personel istihdamına kadar bir çok şart yer alacak. İstenen şartlara zaten haiz olan mevcut gazeteler haklarını sürdürecekler. Eskiden basılı gazetenin yanında internet sitesi şartlarını yerine getirenler artı hak alırken, yeni dönemde internet sitesi şartlarını yerine getirirken ilaveten basılı gazete çıkartanlar artı hak alacaklar.
Konuşmaların detaylarından, satır aralarından bizim edindiğimiz intibalar bu şekildedir.
BİK Genel Müdürü ve yetkililer Kurum’un var olma sebebinin yerel basın olduğunu, bu nedenle yerel basına zarar vermeyi değil, sahiplenip, mecra değişimine yardımcı olmayı amaçladıklarını belirtmektedirler.
Ayrıca, pandemi döneminde gösterilebilecek her türlü yardım ve esnekliğin gösterildiği, pandemi dönemi bittiğine göre Kurum dahil herkesin kendisini toparlaması gerektiğine, denetimlerin belirlenen program doğrultusunda devam edeceğine işaret ediyorlar.

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM