“İman dolu göğüsler 15 Temmuz’da hainlere geçit vermedi”

“İman dolu göğüsler 15 Temmuz’da hainlere geçit vermedi”

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Türkiye Yüzyılı kahramanlarının iman dolu göğüsleriyle, Çanakkale ruhu ile 15 Temmuz’da hainlere geçit vermediğini söyledi

15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen hain darbe kalkışması ile Türk Milletinin ortaya koyduğu şanlı destanın 7’nci yıldönümünde aynı ruh ve heyecanla demokrasi nöbeti tutuluyor. Zafer Meydanından gerçekleştirilen etkinliklere; Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ve eşi Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Alp, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek ve eşi Sevim Zeybek, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, AKÜ Rektörü Mehmet Karakaş, AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Yılmaz Kırgel, İl Emniyet Müdürü Ali Temiz, il müdürleri, askeri erkân, çok sayıda vatandaş katıldı. Program, Afyonkarahisar Belediyesi Mehteran Takımı’nın gösterisi ile başladı. Sancak Koşusuna katılan sporcular ayyıldızlı Türk Bayrağını Vali Kübra Güran Yiğitbaşına teslim ettiler. İzmir-Karşıyaka’dan Hacı Mustafa Gültekin İmam Hatibi Ahmet Yüksel tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu. Toplu duayı Afyonkarahisar Müftüsü Sinan Kazancı yaptırdı.
ZEYBEK: BU MİLLET 15 TEMMUZ’DA ÖZ YURDUNA SAHİP ÇIKARAK PARYA OLMADIĞINI GÖSTERDİ
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Doç. Dr. Muhammed Enes Kala ve Yazar-Öğretmen Şule Taşkıran Kala misafir konuşmacılar olarak Zafer Meydanı’nda halka hitap ettiler. Kala çiftçinin, 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında 3 aylık olan oğulları Ahmet Furkan Kala’da kendi yazdığı bir şiiri okudu. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, yaptığı konuşmada Türk Milletinin bir daha 15 Temmuz hain kalkışması gibi bir darbe girişimi yaşatmamasını temenni etti. Zeybek, “Cenab-ı Hak bir daha bu ülkeye, bu millete bir daha böyle 15 Temmuz gibi hain darbe girişimi düşünenlere fırsat vermesin. Bu millete bir daha böyle günleri yaşatmasın. Bir âlim şöyle söylüyor. ‘Müslümanlar cahil kaldıkça İslamiyet’ten, Hristiyanlar da ilim sahibi oldukça Hristiyanlık’tan uzaklaşır.’ diyor. Maalesef dini Allah’ın istediği gibi değil de birilerinin istediği gibi öğrenmeye kalkarsak neticesi bu oluyor. Aklınızı kiraya vermeyin. Kur’an-ı Kerim’deki ayeti kerimelerin neredeyse yüzde 60’a yakını ‘Onlar akletmezler mi? Onlar düşünmezler mi?’ denilmektedir. Hatta bir dakikalık tefekkürün 70 yıllık nafile ibadetten üstün olduğu buyurulan bir dinin mensuplarıyız. Aklımızı kiraya vererek, daha doğrusu aklımız kiraya verilerek Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesi’ndeki ‘Mankurtlaştırılmış’ nesiller yetiştirildi. 30 küsur yıldır bu ülkenin kılcal damarlarına kadar sinmiş, bu insanların ne yapabildiklerini, ne yapabileceklerini, aldıkları emirle, maaşını bu ülke insanının vergilerinden maaşını aldığı, ekmeğini yediği, suyunu içtiği, havasını teneffüs ettiği ülkeye silah döndürebilecek kadar gözü dönmüş ‘Mankurtlaştırılmış’ insanlar yetiştirildi. Allah’a şükrediyoruz ki Necip Fazıl’ın söylediği gibi, ‘Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya.’ Sakarya şiirinde bunu ifade etmiştir. Bu aziz millet parya olmadığını, öz yurduna 15 Temmuz’da sahip çıkarak bir kez daha gösterdi. Tarihimize baktığımızda hemen her 10 bazen 20 yılda bir mutlaka bir ihtilal yaşanmış. Ama Elhamdülillah başımızdaki Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşuyla 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bu darbelerin herhalde tarihe gömüldüğüne biz inanıyoruz. Bir daha böyle bir darbeyi, böyle bir darbe kalkışmasını Cenab- Hak bu ülkeye yaşatmasın. 15 Temmuz günü Afyon’da da gencisiyle, yaşlısıyla, partilisiyle, partilisisiyle, hele o akşam gördük. Bizzat biz meydandaydık. Bu meydanda bastonuna sarılarak gelen yaşlı insanları gördük. Bu insanlarımızda bu ruh, bu şuur bu düşünce olduğu sürece Allah’ın izniyle hele hele başında da güvenebileceği bir lider olduğu sürece bu milletin sırtı yere gelmez. Cenabı- Hak bizlere de bu ülkeye de, bu millete de bir daha böyle günler yaşatmasın. Böyle fırsat kollayan insanlara da fırsat vermesin diyorum.” dedi.
ARSLAN: ASIL HEDEF TÜRKİYE’NİN İŞGALİYDİ
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Hasan Arslan, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasının üzerinden 7 yıl geçtiğini dile getirdi. “Bundan tam 7 yıl önce yaşadığımız hain darbe girişimini tekrar hatırlıyoruz, inşallah unutturmayacağız.” diyen Arslan, “Yedi yıl önce bugünü yani 15 Temmuz darbe girişimini tekrar hatırlıyoruz. Unutturmayacağız inşallah. Bundan sonra da evlatlarımıza da, gençlerimize de unutturmayacağız. Unutturmamalıyız. O yüzden her 15 Temmuz’da bugünü hatırlayıp, birlikte olup, bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. 15 Temmuz Türk halkının göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisinde çöreklenen FETÖ mensubu hainlerin yaptığı darbe girişimi gibi görünse de aslında işgal girişimidir. Aslında Türkiye’nin işgali söz konusuydu. Hedefte o vardı. Ama bu millet ferasetiyle vicdanına sahip çıkmasıyla, tankların önüne çıkarak, silahların karşısına çıkarak, hatta şehit olmayı göze alarak bu hainlere mani oldu, engel oldu. Aslında işgali önledi. Aslında ülkeyi kurtardı. 251 şehidimiz ve yüzlerce gazimiz. Unutamadığım anlardan bir tanesi tabii biz Afyon’daydık o sırada. Mehmet Zeybek, Başkanımız da bahsetti. Sabaha kadar bu meydandaydık. Afyon Valiliğine FETÖ mensuplarının gelip valiliği basacakları haberiyle meydana koştuk. Bütün Afyon halkıyla beraberdik. Sabaha kadar da burada bekledik. İşte bu millet bütün Türkiye’nin her yerinde bunu yaptı. Ama tankların karşısına denk gelenler, tankların karşısında durdu. Silahların karşısında durdu. Bombaların karşısında durdu. Kim neredeyse Türkiye’nin her yerinde bu işgale karşı çıkmaya çalıştı. Ama sonuçta ülke kurtuldu. Bu bizim milletimizin ferasetinin birebir göstergesidir. Bu millet destanlar yazdı. Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale Savaşında destanlar yazdı. Ama böyle bir hainlik aslında görmedi. Niye? Türkiye Büyük Millet Meclisi uçaklarla bombalandı. Biz her gün sayın vekillerimizle beraber o bombalanan görüntünün yanından geçiyoruz. Oranın görselliği hala korunuyor. Uçak bombasının meclise etkisi hala korunuyor. Milletimiz ve çocuklarımız görsünler diye. Her gün oradan geçiyoruz. Dünyada bombalanan başka bir meclis yoktur. Dünyada düşman askeriyle de bombalanan bir meclis yok. Ama bizim meclisimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi vatandaşın, milletin evi aslında bizim kendi ülkemiz mensubu hainler tarafından bombalandı. Bunları hatırda tutup, akılda tutup her yıl paylaşıp bir daha yaşanmasını engellememiz gerekiyor. Bundan sonra da buna meydan vermeyeceğiz. Bunu çalışarak yapacağız. Bu millete sahip çıkarak, bu devlete sahip çıkarak yapacağız. Bunun için de sonuna kadar çalışmamız gerekiyor.” diye konuştu.
YURDUNUSVEN: ZAFER MEYDANI 15 TEMMUZ’U UNUTMADIĞIMIZI GÖSTERİYOR
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. İbrahim Yurdunuseven, 15 Temmuz Şehitleri Anma ve Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutladı. Sözlerine vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı dizeleriyle başlayan Yurdunuseven, “Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın. Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın.” ifadelerini 100 yıl önce Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldğıını belirten Yurdunuseven, “Akif 100 yıl önce sanki 15 Temmuz gecesini anlatmış. Yüz yıl önce Çanakkale Savaşını, İstiklal Savaşını yaşamış o gazi Mehmet Akif sanki 15 Temmuz gecesini anlatmış. 15 Temmuz’da kimlerin olduğunu hatırlatmak istiyorum. 15 Temmuz’da, o selalarla birlikte, süs havuzlarından abdestini alıp yola dökülen milletimiz vardı. Onun karşısında elinde bankamatik kartı ile kuyruğa giren veya marketlere koşup makarna stoklamaya çalışan bir kesim vardı. Yine 15 Temmuz gecesi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Ölümüne meydanlara.’ dediği anda kendini okunan selalarla meydanlara atan vatandaşlarımız, milletimiz vardı. Onların karşısında ise o tankların arasına sıvışıp, tabiri caizse ayağını uzatarak ‘16 Temmuz sabahı acaba darbe biter mi? Sonuç ne olur.’ diye bekleyenler vardı. 15 Temmuz’da milletimizin milli ve gururla taşıdığı üniformasının içinde satılmış hainler varken, o devletin vergileri alınmış uçakları tankları kullanan o hainlere karşı son model arabasını tankın altına sürüp onu engellemeye çalışan milletimiz vardı. 15 Temmuz’u çok iyi özümsememiz lazım. Çünkü 15 Temmuz sadece 1 günlük, 10 günlük, 1 yıllık bir mazisi olan bir şey değil. Yaklaşık 1960’lı yıllarda başlayan ve tabiri caizse devleti ilmek ilmek, örümcek ağı gibi saran bir hain terör örgütünün sonucunda 15 Temmuz meydana geldi. Gençlerimiz bizim için çok önemlidir. Gençlerimize 15 Temmuz’u unutturmamak gerekiyor. Mehmet Akif, ‘Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal.’ diyor. Bu hilali, bu al bayrağı düşürmememiz gerekiyor. Düşmemesi lazım. ‘Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli.’ diyor. Bu ezanlarımız dinmemeli, dinmeyecek inşallah. 1071’den bugüne kadar bu ezan için, bu bayrak için, bu vatan için, bu millet için şehit olmuş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Biz 15 Temmuz’u unutmadık. Zafer Meydanı da bunu göstermektedir. İnşallah unutmayacağız ve gençlerimize de unutturmayacağız.” şeklinde konuştu.
ÖZKAYA: RÜTBELİ VE CÜBBELİ CASUSLARIN OLUŞTURDUĞU TERÖR ÖRGÜTÜ BU MİLLETE BÜYÜK ACILAR ÇEKTİRDİ
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, 15 Temmuz günü ve 1071 yılından günümüze kadar vatan için canını veren tüm şehitlerimize rahmet ve minnet duasıyla, gazilerimize de hayırlı ömür diledi. Özkaya şöyle konuştu: “15 Temmuz hain kalkışmasını hepimiz yaşadık. Hepimizin o güne dair derin hatıraları var. Bizde 15 Temmuz gecesi sabaha kadar 38 şehidin olduğu yaklaşık 190 gazinin olduğu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önünde idik. Bir kelimeyle özetleyecek olursak o geceyi; Aziz Türk Milletinin kalbinden korkunun alındığı, Allah-u Teâlâ’nın kalplerden korkuyu çıkarttığı, milletine, vatanına ve devletine ve milli iradesine, ölümüne sahip olduğu bir gece. Herhalde dünyada bu şekilde bir davranışı, bu şekilde bir kahramanlığı, bu şekilde bir cesareti sergileyen çok az millet vardır. Belki de yoktur. Ama bu şekilde bu kahraman millet tarihinde bu ve buna benzer örgütler nedeniyle çok sıkıntılar çekmiştir. Tarihin en büyük imparatorluklarından birisi olan Büyük Selçuklu Devletini, Sultan Melikşah’ı ve onun hem Alparslan’ın hem de kendisinin hem de amcasının veziri olan Nizamil Mülk’ü şehit eden Haşhaşiler aynı mantık, aynı düşünce, aynı duyguyla yeniden içimizde doğdular. Çekoslovakya’lı Yazar Vladimir Bartol’un 1939 yılında yazdığı ‘Alamut Kalesi’ adlı kitap sanki bu haşhaşi terör örgütünü birebir anlatıyor. Yaklaşık 80 yıl önce adeta yaşamış, görmüş ve yazmış. Hem geçmişte yaşadıklarımız, hem bu süreçte yaşadıklarımız bize şunu gösteriyor. Biz hür iradenin aklını kullanan ama aklı kadar vicdanını da eğiten, vicdanını her türlü kötülükten koruyan nesilleri yetiştirmediğimiz müddetçe ne kadar çok eğitim verirsek verelim ne kadar çok diploma, unvan, sıfat para verirsek verelim bunların hepsinin vatan haini olmaya engel olmadığını gördük. Kocaman rütbeli insanların neler yaptığını gördük. Ben uzun süredir bu örgüte rütbeli ve cübbeli casuslar tarafından bu millete büyük vicdan azabı çektiren bir terör örgütü diyordum. Gerçekten her kesimden insanlar için alan bir örgüt. Bu örgütten bugün itibariyle kurtulduk gibi görünüyor. Ama yenileri her zaman gelebilir. Her zaman yeniden sirayet edebilir. İnsanoğlunda makam, değişik hırs ve sevgiler olduğu müddetçe bunu kullananlar o zaman hepimize düşen, eğitimcilerimize düşen gençlerimize, milletimize sahip olup bu örgütlere, buna benzer örgütlere engel olmak, iyi insan yetiştiren yeri desteklemek. Ama devleti ele geçirilecek bir makam, bir yer olarak görenlere de hep beraber topyekun mücadele etmek görevimiz. Bu duygu ve düşüncelerle Allah bizi bir daha böyle terör örgütleriyle karşı karşıya kalıp o sıkıntılı geceleri yaşatmasın diyorum. Şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum.”
YİĞİTBAŞI: TÜRKİYE YÜZYILI KAHRAMANLARININ EN ÖNEMLİ SİLAHLARI İMAN DOLU GÖĞÜSLERİYDİ
Programın son konuşmasını Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı yaptı. Zaferin, milli mücadelenin anahtarı olan Afyonkarahisar Zafer Meydanı’nda 15 Temmuz hain kalkışmasını anmak için hemşehrileriyle birarada olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Yiğitbaşı şunları kaydetti: “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günümüzün 7’nci yıldönümünde öncelikle tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Gazilerimizi saygıyla yâd ediyorum. Tarihimizin en alçak saldırılarından biri olan devletimizin, milletimizin istiklali ve istikbaline göz dikmiş hain bir saldırıya, hem bir darbe girişimine, aynı zamanda adeta bir işgal girişimine 7 yıl önce şahit olduk. Bir yandan hüzünlüyüz. Kendimizi 15 Temmuz anma günlerinde çok karmaşık duygular içerisinde hissediyoruz. Bir yandan hüzünlüyüz. Bu millet, bu ülke nasıl böylesine hain bir saldırıya, istilaya sahne olur diye gerçekten hüznümüzü ve üzüntülerimizi tekrar yaşıyoruz. Bu anma etkinliklerinde ancak bir yandan da farklı duygular içerisindeyiz. Gururluyuz, onurluyuz. Bu milletin böylesine aziz, böylesine necip, böylesine cesur bir milletin ferdi olmaktan, evladı olmaktan dolayı tekrar bir gururu, bir kahramanlıgı yaşayıp iliklerimize kadar gerçekten 15 Temmuzları andıkça yeniden yaşamış oluyoruz. Gerçekten bu duyguların hepsini bir arada yaşadığımız anlamlı ve çok ender günlerden birisi 15 Temmuz. Bu yıl 15 Temmuz’da ‘Türkiye Yüzyılının Kahramanları’ teması söz konusu. Bizler geçen yıl da bahsettim konuşmamda. Beyefendi yani eşimle birlikte 15 Temmuz’da İstanbul’daydık ve İstanbul’da tanık olduğumuz o kahramanlığı, orada milletin en sıradan gibi görünen ferdinin o olağanüstü mücadelesini, cesaretini, ortaya koyduğu o kahramanlığı, destanı gördük, bizzat yaşadık. O karanlık geceden sonra bir aydınlığa, bir feraha ulaştığımızda dedik ki biz bu geceyi, bu yaşananları gençlerimize, çocuklarımıza asla unutturmamalıyız. Ulaşabildiğimiz, gazilerimizi konuşturduk, anlattık. Hem ailelerinden, kendi yakınlarından şehit olanlardan bahsettik. Hem de kahramanlarımızın, gazilerimizin o gün için kendi hislerini onlardan dinledik. Sezai Karakoç’un şu cümlesiyle ilk açılışında belgeselimizi süsledik. ‘Geceye yenilmeyen her kişiye ödül olarak bir sabah ve bir gündüz bir güneş vardır.’ İşte 15 Temmuz gecelerinde her zaman bunu tekrar iliklerimize kadar hissediyoruz adeta. 15 Temmuz çok karanlık bir geceydi. Kapkaranlık insanlar tarafından kendi milletine, kendi sivil insanlarına, tamamen silahsız insanlara G3 mermilerinin, F-16’ların, tankların, ZPT’lerin ateş açtığını biliyoruz. Meclisimize ateş açtığını biliyoruz. Ancak sonunda geceye yenilmeyen işte bu aziz millet, bu necip millet bir aydınlık ferah sabaha ulaştı. Ve bunun için Allah’a tekrar tekrar hamd ediyoruz. Türkiye Yüzyılının kahramanlarından bahsettik. Biz onları kısaca, isimsiz, aslında çok da böyle kendini özel olarak hiçbir yerde ifade etmeyen, gayet insanlar olarak biliyoruz. Bizlere tabii medyadan, televizyonlardan çocuklarımıza, filmlerde, dizilerde çok farklı kahramanlık portreleri çiziliyor. Pelerinli, çok fazla kaslı, çok iyi silahları çok güzel şekilde kullanan kahramanlar lanse ediliyor. Ama Türkiye Yüzyılı kahramanlarının aslında sadece ellerinde silah yoktu. Çok gösterişli insanlar değillerdi. Tamamen sıradan, tamamen ortalama vatandaşlarda hepimiz gibi, bizler gibi. Ama göğüslerinde imanları vardı. Onların gerçekten bu korkusuzluğa, bu cesarete koşarak gitmek için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde koşa koşa sokaklara çıkmaları için işte en önemli silahları bu iman gücüydü. Ellerindeki Türk bayraklarıyla sokaklara çıkıp işte o geceyi aydınlık bir sabaha ulaştıran da o kahramanların ve Türkiye Yüzyılı kahramanlarının bu iman dolu göğüsleriydi diyebiliriz.”
“BİZ ORADA O GECE ÇANAKKALE’Yİ YAŞADIK DEDİLER”
Vali Kübra Güran Yiğitbaşı sözlerini şöyle tamamladı: “Unutmamak için, hatırlamak için ne demişti Adviye Gül İsmailoğlu? İsmailoğlu, daha 14 yaşlarındaydı. Ama annesi Sevim Hanım onu öyle bir yetiştirmişti ki bu çocuğumuz, ‘Nasıl Türk bayrağı oluşurken milyonlarca şehidimizin kanı bayrağın üzerinde. O bayrakta benim de kanımın olması beni öyle bir mutlu ediyor ki.’ dedi. ‘Omzuma, bayrağımızı astım ve öyle Saraçhane’de yürüdüm.’ dedi. Bu kızımız G3 mermisiyle yaralandı. Annesi ‘Biz orada tek kelimeyle Çanakkale’yi yaşadık. Hep merak ederdik Çanakkale’yi bir avuç insan nasıl almış? İşte öyle almış. Buna o gece orada bizzat şahit olduk.’ demişti. Biz bir gazimize çocuklarını bırakıp nasıl dışarı çıkmaya karar verdiklerini sorduğumuzda, Gazi Nebahat Topaloğlu Fatih’te Saraçhane’de şöyle demişti: ‘Benim çocuklarım annesiz babasız yaşayabilirler. Ama imansız, dinsiz, vatansız kalamazlar. Ben bunu düşündüm. Biz Osmanlı torunlarıyız. Burada canımızı vereceğiz. Sonra bize bunu soranlara, Kurtuluş Savaşı’nda, şehit olanlara nasıl hesap veririz? Çanakkale’de, Sakarya’da kan gölü akmış. Biz bu şehitlerimize ne veririz, ne cevap veririz, ne hesap veririz?’ dedi. Bu duygularla, bu düşüncelerle çocuklarını evde bırakıp eşiyle birlikte vatan savunması için kendini dışarıya attığını söyledi. Şehit Necati Sayın eşine 15 Temmuz’dan bir hafta kadar önce şunları söylemiş: ‘Ben şehit olacağım hanım. İçime doğuyor.’ Eşi de bunun nasıl olacağını sorduğunda, ‘Öyle bir şehit olacağım ki göreceksin.’ cevabını almış. Bir hafta sonra 15 Temmuz olayı yaşanıyor. Eşinin rüyasına giren şehit Necati Sayın, ‘Önce vatan, millet, en son ev ve ailem geliyor. Onun için size ancak rüyalarda sizin yanınıza gelebildim.’ diyor. Türkiye Yüzyılının kahramanları Nebahat Hanımlar, 14 yaşındaki kızımız Adviye Gül, onu yetiştiren annesi Sevim Hanım, babası ve Necati Sayın damadı aynı gün şehit olan Fazıl Bey. İşte bunlar gibi Afyonkarahisarlı hemşerilerimizden, sizden, bizden oluşuyor. Allah’ın izniyle bizler bu milletin evlatları olarak böyle bir girişime, böyle bir işgal ve darbe girişimine o gece izin vermedik. Bütün ülkemizde günlerce nöbetler tuttuk. Şimdiden sonra da Türkiye Yüzyılında bu devlet ebediyen inşallah yaşadıkça, bin yıllar boyunca adını saydığımız isimler, Ömer Halisdemirler ve adını bildiğimiz, bilemediğimiz daha nice isimler inşallah her zaman için aramızda böylesine yaşayacaklar. Zamanı geldiğinde işte sağına ya da soluna bakmadan ben buradayım diye görevinin başına geçecek ve canını son pahasına kadar vatanı, bayrağı ezanı için inşallah feda edecek güçte ve cesarette. Bu milletin bir ferdi olarak gerçekten tekrardan bu ülkede yaşadığımız için, bu milletin bir ferdi olduğumuz için, duyduğumuz gururu, onuru tekrararen her 15 Temmuz’da olduğu gibi yine hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum. Bu meydanda olan herkese çok teşekkür ediyorum. Tekrar 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla anıyor, gazilerimize de sağlıklı, sıhhatli, hayırlı ömürler diliyorum.”
SAATLER 00.13’DE CAMİLERDEN SELA SESLERİ YÜKSELDİ
Program Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmanın video gösterimi, kahramanlık Türkülerinin seslendirilmesi, şiir okunması, Üsküdar Hakkı Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi Musiki Grubunun dinletisi ile devam etti. Afyonkarahisar Belediyesi Mehter Takımı gösterisi ve Müftülüğün ilahi dinletisi ardından saat 00.13’de tüm camiilerde ve Zafer Meydanı’nda selalar okundu. Demokrasi Nöbeti Programı 16 Temmuz Pazar sabah namazından önce okunacak sela ile tamamlandı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM