“Yerel seçimlere ayrı ayrı girelim”

“Yerel seçimlere ayrı ayrı girelim”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, tüm siyasi partilere bir rekabet ortamı oluşturup, 2024 yılında yapılacak olan Mahalli İdareler Genel Seçimine ayrı ayrı katılma çağrısında bulundu. Akşener, “Gelin tüm siyasi partiler olarak her biriniz ayrı ayrı seçimlere girelim. Biz varız” dedi

 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Afyonkarahisar Kocatepe programı 26 Ağustos 2023 Cumartesi günü öğleden sonra 3 saat rötarla başladı. Meral Akşener’in 12.00’de başlayacağı duyurulan programı 14.50’de Kocatepe Anıtına çelenk sunmasıyla başladı.  Şehitlerin ruhuna yapılan duanın ardından anıtın altında hazırlanan platformda katılımcılara hitap eden Akşener, asgari ücret zammı, emeklinin durumu ve ekonomik krizle ilgili konularda iktidarı eleştirdi, yerel seçimlere tüm siyasi partilerin ittifaksız ayrı ayrı girmeleri çağrısında bulundu.

“TÜRK MİLLETİNİN GÜVENLİĞİ STRATEJİK GÖÇ MÜHENDİSLİĞİYLE TEHDİT ALTINDA”

Sığınmacı sorununun ülkenin en temel sorunu arasında yer aldığının altını çize Akşener, şöyle konuştu: “Seçimlerden 90 gün geçmesine rağmen iktidarın bırakın çözüm bulmayı çözüm aradıklarına dair somut bir işaret bile belirmeyen bir diğer büyük sorunumuz da bilindiği üzere sığınmacılar meselesidir. 26 Ağustos’un 101’nci yıl dönümünde ve cumhuriyetimizin ikinci asrının eşiğindeyiz. Ancak ne yazık ki Türk milletinin toplumsal güvenliği büyük bir stratejik göç mühendisliğiyle tehdit altına alınmış durumda. Türkiye’nin her şehri Suriyelilerle doldu. Afganlılarla doldu. Başka yerlerden kopup gelen insanlarla doldu. Sokaklar, parklar ve viraneler nereden girdiği bilinmeyen, sayılarını devleti yönetenlerin de bilmediği sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Bugün geldiğimiz noktada sığınmacı sorunu milli güvenlik siyasetinin birinci maddesidir. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, gerçek ve yakın beka meselesidir. Bin yıllık tarihimizin Türkçe etrafında oluşturduğu mükemmel millet mevcudiyetimiz bugün başka bir dil ve yapı etrafında oluşan bir değerler sisteminin tahribi ve tehdidi altındadır. Yüz yıldır milli kültürümüz etrafında şekillenen Türk Milleti havuzuna alternatif kimlikler doluyor. Bin yılda milletçe ilmek ilmekte okuduğumuz maneviyatımız ve mukaddesatımız başka coğrafyalarda, başka kültürlerden yeşermiş çeşitli itikatların hedefi haline geliyor. Ülkemizin büyük bir sorunu olan işsizlik, birçok sektörde vatandaşlarımız yerine sığınmacıların çalıştırılması nedeniyle artık bir istihdam krizi haline geldi. Çoğunluğunun vergisiz, sigortasız ve denetimsiz çalıştırılması sonucunda ucuz iş gücü, kayıt dışı ekonomi, cazip hale geldi. Sığınmacılar şehirlerimizde Getto’lar oluşturup kendi lokantaları, kendi büfeleri, kendi işletmeleriyle sadece birbirlerine hizmet ettikleri etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriye kuruyorlar. Geri kalmış ülkelerde yaygın olan çocuk işçiliği emek sömürüsü, çok eşlilik ve çocuk evlilikleri gibi toplumsal sorunlar yeniden ortaya çıkıyor ve belki de en önemlisi İŞİD ve PKK gibi terör örgütleri tehditlerini, sığınmacılar üzerinden de ülkemize yöneltiyorlar.”

“TÜRKİYE’Yİ DÜZLÜĞE ÇIKARACAK İKİ ADAYI AŞAĞI ÇEKENLERE ENGEL OLMADIM AZİZ TÜRK MİLLETİMDEN ÖZÜR DİLİYORUM”

2023 seçimlerine AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında açık farkla seçimi kazanacak iki aday çıkarttığının altını çizen Akşener, “20 senede ilk kez milletimizin sevgisini kazanıp Sayın Erdoğan’a karşı belirgin şekilde üstünlük kuran iki adayımız oldu. Yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarındaki buna Türkiye’nin en köklü, en itibarlı araştırma şirketleri dâhildir. Bu iki arkadaşımızın rahatlıkla cumhurbaşkanı seçileceğini gördük. İstisnasız tüm araştırmalarda bu sonucu gördük. Bunun da ötesinde üç sene boyunca il il, ilçe ilçe yaptığımız ziyaretlerde milletimizin bize açıkça söyledikleri de bu sonucu doğruladı. Bunun üzerine ben de milletimize bir söz verdim. 13.  Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak dedim. Hatta bunun için samimiyetimden şüphe duyulmasın diye kendi adaylığımdan feragat ettim. Çünkü ben seçimleri kazanmak Türkiye’yi düze çıkarmak için iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını düşündüm. Ama asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Bu nedenle Yüce Türk milletinden ve sizlerden özür diliyorum. Ben bu iki arkadaşımızın yolunu açmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Hiçbir kişisel beklentim olmadan onları destekledim. Ama onların yolunu kapatanlara maalesef engel olamadım. Türk milletinden özür diliyorum. Sizlerden özür diliyorum. Önleri kesilmek istendiğinde yardımlarına koştum. Yanlarında durdum. Her türlü hakareti, her türlü iftirayı göğüsledim. Ama onları paçalarından tutup aşağı çekenlere engel olamadım. Aziz milletim aziz Türk milleti ve değerli arkadaşlarım sizlerden özür diliyorum. Ben milletimizin omuzlarında taşıdığı bu umudu ve umudunu bağladığı bu iki arkadaşımızın milletimizin bu tarihi çağrısına kulak vereceklerini düşündüm. Ama maalesef yanıldım. Onlara bu ateşten gömleği giydiremediğim için herkesten özür diliyorum. Allah’ımı şahit tutuyorum ki ne yaptıysam seçimleri kazanmak için yaptım. Ne yaptıysam önümüzdeki tarihi yol ayrımında Milletimiz, kazanabilsin diye yaptım. Ne yaptıysam umut yaşasın, millet iradesi sonuca yansısın diye yaptım. Ve ne yaptıysam da bugün her birinin arkasındayım. Keşke herkes bizler kadar fedakâr bizler kadar yürekli olabilseydi. Tekrar söylüyorum. Keşke herkes bizler kadar fedakâr, cesur ve yürekli olabilseydi. Ama maalesef olamadılar. Tekrar söylüyorum milletimiz kadar yürekli olamayanlar için de sizlerden özür diliyorum. Ama tüm bu yaşananlara rağmen yine de herkesin bir şeyi çok iyi bilmesini istiyorum. Biz bundan sonra da gerektiği yerde yine ve yeniden yeter ki milletimiz kazansın diye, yeter ki Türkiye kazansın diye her türlü fedakârlığı yapacağız. Fakat bundan sonra bu fedakârlıktan yalnız ve yalnızca milletimizin faydalanacağından emin olacağız, emin olacağız. Hiçbir verilmiş söze havadaki hiçbir söze inanmayacağız. Milletimizin kazancını öne koyacağız, öne. Bundan sonra milletin, milletimizin, milletimizin, milletimizin bu fedakârlıklarının boşa düşüşünü engelleyeceğiz. En büyük en büyük çıkardığımız ders budur. Milletimiz için yapacağımız fedakarlıklardan siyasi rant devşirmeye kalkan hesapçı zihniyetlere asla vermeyeceğiz. Yemin ediyorum ki geçit vermeyeceğiz. Çünkü bu saatten sonra ne bizim ne de aziz milletimizin heba edecek oylarımız yok. Birilerinin ihtirasları uğruna boşa akıtacak terlerimiz yok. Kendisine kariyer kovalayanlar için harcayacak mesaimiz de yok.” diye konuştu.

“İTTİFAK SİSTEMİ TÜRK SİYASETİ DİNAMİKLERİNE ZARAR VERİYOR”

İYİ Parti olarak seçimlerden bu yana il ve ilçelerdeki tüm teşkilatlarla beraber seçim sonuçlarına ilişkin çalışıp, tartıştıklarını söyleyen Akşener, Nihayetinde değerlendirmelerimizi tamamladık. Bugün ülkemizdeki seçim sistemine göre başarı 50+1’i sağlamak demektir. Dolayısıyla biz bu seçimi kaybettiğimizin bilincindeyiz. Bizim için, milletin kararının üstünde bir karar, millet iradesinin üstünde bir irade yoktur. Sandıktan çıkan sonuç üzerinden milletle tartışılmaz, tartışılamaz. Milletin iradesi sorgulanamaz. Yargılanamaz. Bahane üretilemez. Çünkü siyasetin özelliği budur. Siyasetçi, seçmeni velinimet görür ve karşısında hazır olda durur. Siyasetçi talip olandır, isteyendir, yalvarandır. Seçmen karar verendir. Eğer ki siyasetçi talip olduğu şeyi seçmenden alamıyorsa döner ve kendine bakar. İşte tam olarak burada bizim İYİ Parti olarak kendimize yaptığımız en temel eleştiri sesinizi duymakta gösterdiğimiz başarıyı aziz milletim ne yazık ki o sesi duyurmakta gösterememiş olmamızdır. Sesinizi duymakta başarılıyız. Ama sesimizi duyurmakta başarısızız. Biz bu başarıyı neden gösteremediğimize de çalıştık. Vardığımız sonuçta olağanüstü gayretler sarf etsek bile mevcut ittifak sisteminin yapısı gereği buna alan tanınmaması oldu. Biliyorsunuz Türk siyaseti 2018 yılından itibaren partili cumhurbaşkanı seçmek için ittifak sistemlerine mahkûm oldu. Mahkûm oldu diyorum. Çünkü bu durum ne yazık ki siyaseti dört işleme indirgedi. Artık Türkiye’de siyaset yaparken milletin talepleri yerine aritmetiğe bakılmaya başlandı. Milletin kendisi değil millete tepeden bakıp millet adına ahkâm kesenler dinlenmeye başlandı. Seçim kazanmanın yolu nasıl milletin teveccühü alınır yerine nasıl ittifak yapılır sorusunda aranmaya başlandı. Partilerin aldığı oy oranlarını gelişigüzel alt alta toplanarak seçimin kazanılacağı düşünüldü. İşte böyle bir ortamda da bizler İYİ Parti olarak milletin sesini, taleplerini ve beklentilerini dile getirdiğimiz için oyunbozanlıkla suçlandık. Söylediklerimiz duyulmadı, duyulmak istenmedi. Uyarılarımız dikkate alınmadı. İtirazlarımız sanki kazanma çabamızdan değil de ittifaka zarar verme niyetimizdenmiş gibi görüldü. Aziz milletim ittifak sistemi esas olarak Türk siyasetinin dinamiklerine zarar veriyor. Partilerin kendilerine ait siyaset alanlarını gittikçe zayıflatıyor. Bu durumda millet iradesinin hakkıyla tecelli etmesini zorlaştırılıyor.” şeklinde konuştu.

“SANDIKTA MİLLETİMİZİN MESAJINI ALDIK DERSİMİZE DE ÇOK İYİ ÇALIŞTIK”

İktidarın “Sen ocusun. Sen bucusun.” diyerek milletimizi iki kutup arasına sıkıştırma stratejisinin, ittifak sistemi yoluyla siyaseti içine sürüklediğini söyleyen Akşener, şu ifadelere yer verdi: “Kutuplaşan siyaset toplumsal ayrışmayı daha da derinleştirerek şüphesiz ki en çok iktidarın değirmenine su taşıyor. İktidar yarışında kutuplardan birine taraf olma mecburiyetinde bırakılan siyasi partiler birbirleriyle aynılaştıkları sığ ve popülist bir siyasete zorlanıyor. Partilerin sorun çözme yeteneği elinden alınıyor. Ve sadece oya tahvil edileceği düşünülen günlük polemikler yarışıyor. Bunun ötesinde aritmetik üzerinden yapılan seçim hesapları sayesinde ya aniden değere bilen, binen, marjinal siyasi ajandalar makul, toplumsal taleplerin önüne geçiyor. Tüm bunların yanında ise İYİ Parti olarak bizim ittifak sisteminde gördüğümüz en önemli sorun ve en büyük milli güvenlik açığı ise ayrılıkçı, burası çok önemli. Ayrılıkçı yapıların sistemin içine sızma çabasıdır. Cumhuriyetimizle, devletimizle ve milletimizle sorunu olan siyasi görünümlü odakların kendilerini meşrulaştırmak için ittifakları kullanmaya çalışmasıdır. İşte bizi ilk günden beri buna karşıyız. Kimin kiminle neden olduğu belli olmayan ve sadece sayısal çoğunluğu elde etmeye yönelen ilkesiz siyaseti reddediyoruz. İnsanımızı sadece artı bir sayısına indirgeyen sığ siyaseti reddediyoruz. Marjinallikten ve kutuplaşmadan beslenen, faydasız siyaseti reddediyoruz. İktidarın değirmenine su taşıyan etkisiz siyaseti reddediyoruz. Aziz milletim Türkiye güvenliği özgürlüğe, kalkınmayı adalete, Türk milliyetçiliğini ve demokratlığa tercih etmek zorunda değildir. Bizim için tüm bunlar içinde barındıran bir milli siyaset mümkündür. Ancak İYİ Parti olarak geçtiğimiz seçim sürecinin sonunda şunu çok iyi anladık ki ittifak sisteminin bu yapısı içerisinde milli bir siyaset mümkün değildir. İttifak sisteminin bu yapısı içerisinde sürdürülebilir bir başarı da mümkün değildir. İttifak sisteminin bu yapısı içinde milletin kazanması da mümkün değildir. Bu yüzden iktidarıyla, muhalefetiyle hepimizden Türk siyaseti için talep ettiğimiz yeni anlayışın merkezi olmaya İYİ Parti olarak talibiz. Aziz milletimizin sandıkta bizlere vermiş olduğu mesajı aldık. Dersimize de iyi çalıştık. Siyaseti içeriden tüketen, haklı haksız tartışmasının yerine bir umut yolu sunacağız. Öfkeleri, kırgınlıkları, alınganlıkları milli vicdanın ve aklı selimin gücüyle aşacağız.”

“İYİ PARTİ OLARAK KENDİ KADROLARIMIZLA MİLLETİMİZİN HUZURUNA ÇIKACAĞIZ”

2024 yılı Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin yaklaştığını belirten Akşener, sözlerini şöyle tamamladı: “Önümüzde yerel seçimler var. 2023 seçimlerini çantada keklik görenler, şimdi de yerel seçimleri adeta bir genel seçim havasında değerlendirmeye başladılar. Yine tüm gündemi sayısal oranları yarıştırarak ittifaklara çekmeye çalışıyorlar. Hâlbuki yerel seçim bir genel seçim değildir. Her yörenin belirli özellikleri vardır. Her siyasi parti o yöreyi bilen, tanıyan ve geliştirme iddiasında olan kadrolarıyla birlikte milletin huzuruna çıkar. Eğer ki toptancı bir anlayışla yerel seçimi bu niteliğinden uzaklaştırılırsa merkez yerel bütünleşmesine götürür. Ya da sayısal ittifaklara yönlendirirsek bu yereli ortadan kaldırmak olur, yereli ortadan kaldırmak ise demokrasiyi ortadan kaldırmaktır. Çünkü yerel seçimler çoğulculuğun yaşadığı yerdir. İttifak kurmak elbette belirlenen adayların seçilmesine katkı sağlıyor. Ancak başarıyı ittifakın matematiksel bir yaklaşımla değil ilkesel bir yaklaşımla yapılması getiriyor. Bunun örneğini 2019 yılı yerel seçimlerinde gördük. Hem toplumsal zeminde hem de adaylarda bu durumu gördüğümüz için bir teklifte bulunduk. Tekrar söylüyorum. Bu teklifi biz götürdük. İttifak kurduk ve başarılı olduk. Önümüzdeki yerel seçimlerde ise İYİ Parti olarak elbette kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız ve göreve talip olacağız. Yerel seçimi bir genel seçim rekabeti çerçeve okumadan yerel özellikleri dikkate alarak milletimizin iradesinin tecellisine imkân sağlayacağız. Bu vesileyle buradan tüm siyasi partilere de iktidarından, muhalefetine herkese açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini ve yerel özelliklerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Gelin hep birlikte Türk siyasetinin bugün içinde bulunduğu ve milletimizin aleyhine çalışan siyasi pragmatizm sarmalından çıkmasını sağlayalım. Gelin tüm siyasi partiler olarak her biriniz ayrı ayrı seçimlere girelim. Biz varız. Sizleri de bekleriz. Yerel özellikleri olan kişileri aday yapacağım. Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda elbette yerellerde orada burada iş birliği olabilir. Teşkilatlar kendi aralarında bazı çalışmalar yapabilir. Ama bütün siyasi partiler o cesaretiniz varsa her biriniz tek tek Sayın AK Parti GEnel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hepinize birden sesleniyorum. Hadi her biriniz ayrı ayrı adaylar çıkarın. Ancak biz İyi Parti olarak hür ve milli siyaset anlayışımız gereği gizli gündemleri olan kendi menfaatleri için bizim sırtımızda kurban kesen şahsi hayallerini, kariyerlerini önceleyen mevcut güç ve siyasal ilişkilerine destek arayan, marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan hiç kimseyle herhangi bir yerde, herhangi bir beldede, herhangi bir ilçede iş birliği, yan yana geliş yapmayacağız.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM