Şenbabaoğlu, okul başlangıcında uyardı

Şenbabaoğlu, okul başlangıcında uyardı

 

Türk PDR Derneği İl Temsilcisi Dr. Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, okulların açılmasına sayılı günler kala anne ve babaları uyardı.

Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi Kurucusu ve Türk PDR Derneği İl Temsilcisi Dr. Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, okulların açılma arifesinde veilelere tavsiyelerde bulundu.

“İLK GÜN YAŞANAN GÜÇLÜĞÜN SONRAKİ DÖNEMLE İLİŞKİSİ YOKTUR”

Emrah Şenbabaoğlu, 2023-2024 Eğitim ve Öğretim yılında tüm öğrenci ve öğretmenlere başarılar diledi. Şenbabaoğlu, “Okul bir çocuk için daha önce hemen hemen hiçbirini tanımadığı çok sayıda çocukla karşılaşma zorunluluğuyla, uyulması gereken kurallarıyla ve başarılması gereken öğrenim görevleriyle dolu yepyeni bir sosyal çevredir. Okul, çocuğun kalıtım olanakları içinde bir bütün olarak gelişmesi, yaşamda sağlıklı, başarılı ve mutlu olması için uygun ortam hazırlar. Önlemler alır, onu olumlu yönde etkiler. Okul, eğitim aracılığıyla insanı kendisi için yararlı ve yeterli kılmaya çalışırken, bir yandan da onu, içinde yaşadığı topluma ve tüm insanlığa yararlı, toplumsal bilinci gelişmiş bir insan olması için eğitmeyi amaçlamaktadır. İlk gün çocuk heyecan ve umut dolu beklentilerle uyanır, okula gitmeye hazırdır.
Diğer yandan belki anne baba da onun kadar heyecanlı olabilir ve çocuğunun yaşamının bu yepyeni evresine adımını atarken, karmaşık bir duygu yoğunluğu yaşar. Çocuğu okula hazırlamak için alınan önlemlere rağmen ilk gün gözyaşları epey yaygındır. Dönemin başladığı gün ana babaları tarafından ilk kez sınıflarına götürüldüklerinde her zaman ağlayan birkaç çocuk olur. Bu, kaygılanmayı gerektirmeyen, son derece normal bir tepkidir. Okulun ilk günü çocuğun ana babadan ayrılırken güçlük çekmesiyle, daha sonraki psikolojik ve eğitimsel gelişimi arasında bir ilişki yoktur.” ifadelerine yer verdi.

“OKUL SENDROMUNUN 6 UYARI İŞARETİ VARDIR”

Okul Sendromu konusunda da bilgi veren Şenbabaoğlu, “İster ilkokula yeni başlasın, ister ara sınıf öğrencisi olsun, bazı çocuklar okula gitmekten kaçınma yönünde yoğun bir çaba sarf eder. Bu yinelenen çaba zaman zaman kaygı verici boyutlara varır. ‘Okul sendromu’ adını verdiğimiz bu kaçınma tepkisinin 6 uyarı işareti vardır. Heves ve enerji kaybı, alıngan ve sinirli olma, iştahsızlık, uykuda bozukluk, ortada bir neden yokken gözyaşlarına boğulmak, baş ve karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi psiko-somatik belirtilerde artış. Çocuğun okula gitmeme tepkisiyle sonuçlanan bütün bu sayılan problem olasılıklarının dışında, çocuğu okulda mutsuz edebilecek etkenlerden bazıları; En yakın arkadaşıyla bozuşma, sınıftaki çalışmalara ayak uydurmada güçlük çekme. Özgüven eksikliği, görünüşüyle ilgili sataşmalar, sınıf öğretmeninden hoşnut olmama, okul tuvaletlerini kullanma korkusu, beden eğitimi dersinde düşük başarı. Bu veya başka nedenlerden herhangi biri, okula gitme konusunda çocuğu mutsuz etmeye yetebilir. Sıkıntısının gerçek nedenini anlamak ve onu neyin kaygılandırdığını bulabilmek için yeterince çaba sarf edilmeli ve gerekli yardım alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLAR ANNE VE BABALARIN KÜÇÜK BİRER MODELİDİR”

Anne ve babalara tavsiyelerde bulunan Şenbabaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklar sizin küçük bir modelinizdir. Doğruları vardır. Yaşları ve olgunlaşmalarıyla orantılı sorumlulukları olmak durumundadır. Tam tersi olduğu halde bazı ana babalar çocuklarını kendi mülkleri gibi görürler ya da çocuklarının onlara bir şeyler borçlu olduklarını düşünürler. Çocukların gerçekte yaşadığı hayatla sizin onların yaşadığını düşündüğünüz hayat aynı hayat değildir. Çünkü sizin beyninizin daha gelişmiş olması, çocukların dünyaya kendilerine ait tek ve gelişen olayları, düşünceleri yok demek değildir. Onları onurlandırın.
Çocuklarınızın yaptıklarını üzerinize alınmayın. Bu, ana babaların çocuklarına kızması için en yaygın nedendir. Sizin üzerinize bir şeyleri yöneltmek istiyor gibi gözüktüklerinde tepkili olmak yerine sizinle iletişim kurmak istediklerini farkına varmak için uğraşın. Onlar için hesap defteri tutmayın. Kısa süre önce yapılanları hatırlamanız yeterlidir. Siz nasıl hiç hatasız değilseniz, onlarınkini de affedin. Kirlilik ve düzensizlik öğrenme merakının oluşması için uygun bir zemindir. Hangisi daha önemli? Temiz bir oda mı yoksa çocuğunuzun engellenmeyen merakıyla dünyayı keşfetmesi mi?
Sizi hiç dinlemedikleri için üzülmeyin, sizi her zaman izlediklerinde üzülün. ‘Yaptığım yapma, söylediğimi yap’ demek iki yüzlülüktür. Çocuğunuzun olmak isteyeceği gibi bir yetişkin olun.  Onların size öğreteceği çok şey var, onlardan öğrenin. Bazı zamanlar bilgelikleri sizi şaşırtabilir. Onları çok sevin. Çocuklarınızın kendi başına ayakları üzerinde duracağı gün, zor olacaktır. Üzüntünüze boyun eğin ve onlar için en iyisini yapın.
Son olarak, çocuğunuza nasıl bir anne baba olduğunuzu ya da iyi mi kötü mü yaptığınızı hiçbir zaman bilemezsiniz ve yaşadığınız sürece bunun için endişelenirsiniz. Ama çocuklarınız çocuk sahibi olduğunda ve onların ne yaptığını izlerseniz, cevabın bir kısmını alırsınız.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM