“Kıbrıs’taki bekamız Türkiye’nin desteğine bağlı”

“Kıbrıs’taki bekamız Türkiye’nin desteğine bağlı”

AKÜ’nün “2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni ve Fahri Doktora Takdim” töreninde konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’taki Türk halkının bekasının Türkiye Cumhuriyetinin desteğine bağlı olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti geleceğe birlikte yürüdüğünde daha güçlü bir Türkiye daha güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olacaktır” dedi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni ve Fahri Doktora Takdim Merasimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın teşrifleriyle Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. “Güncel Sorunlar Işığında Kıbrıs ve Geleceği” konulu açılış dersinin KKTC Cumhurbaşkanı Tatar tarafından verildiği  törenin ardından AKÜ Senatosunca alınan kararla Tatar’a fahri doktora diploması AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş tarafından takdim edildi.

Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri İbrahim Yurdunuseven ile Hasan Arslan, KKTC Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Numan Yöner, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Prof. Dr. Murat Peker, İl Jandarma Komutanı Tolga Yağan, İl Emniyet Müdürü Mahmut Ay, AKÜ önceki dönem Rektörü Prof. Dr. Halim Sözbilir ile birlikte akademik personel, il protokolü ve öğrenciler katıldı.

REKTÖR KARAKAŞ’TAN FİLİSTİN VE KIBRIS TÜRK HALK MESAJI

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, Devlet Konservatuvarı Müzik Dinletisinin ardından açış konuşmaları ile devam etti. Törenin açış konuşmasını gerçekleştiren AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, üniversite olarak KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ı ağırlamaktan memnun olduklarını ifade etti. Karakaş, AKÜ olarak Kıbrıs Türk Toplumunun haklı davasının her zaman yanında olduklarını da ifade etti. Filistin’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Karakaş, “Yaklaşık 70 yıldır süren işgal, mülksüzleştirme, hakaret ve tecavüzler karşısında meşru müdafaa hakkına sahip mazlum Filistin halkına yönelik, soykırıma varan İsrail saldırılarını ve İsrail’e orantısız destek veren emperyalist devletleri şiddetle kınıyor, iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesini diliyorum.” dedi.

AKÜ SAYGIN VE KÖKLÜ BİR KURUM

Konuşmasında AKÜ hakkında bilgiler veren Karakaş, “Kökleri 1974’e dayanan ve 1992 yılında çıkan Kanunla üniversiteleşen Afyon Kocatepe Üniversitesi, ilimizin ve ülkemizin gelişimine katkı sağlayan, saygın ve köklü bir kurumdur. Kuruluşundan bugüne verdiği 170 bin civarında mezunuyla Cumhuriyetimizin 100. yılında bu kadim topraklarda kök salan Afyon Kocatepe Üniversitesi, Türkiye Yüzyılı’nın inşasında 36 bin 134 öğrencisi, 1080 akademik ve 966 idari personeliyle geleceğe emin adımlarla yürümektedir” şeklinde konuştu. Karakaş, Rektörlük görevinin ilk döneminde AKÜ’nün stratejik planını güncellediklerini ifade belirterek, “Stratejik planımızın merkezine, ana hedef olarak niteliksel gelişmeyi koyduk. Çünkü akademik ve fiziki altyapı ihtiyaçlarımız önemli ölçüde tamamlanmıştı. Artık yeni ürünler ve çıktılar ortaya koymamız gerektiğinin farkındaydık. Bu doğrultuda öncelikli alanlarımızı yeniden tanımladık ve yeni öncelikli hedefler oluşturduk.” diye konuştu.

“ÜNİVERSİTELER ÜLKELERİN TALİHİNİ VE TARİHİNİ DEĞİŞİTİRME GÜCÜNE SAHİP”

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ise üniversitelerin toplumsal anlamda fonksiyonun önemine dikkat çekerek, “Omuzlarında yükseldiği geleneğe sarılan ve istikrarla yürüdüğü geleceğe adanan üniversiteler, ülkelerin hem talihini hem de tarihini değiştirme gücüne sahiptir. Bir ülkenin rekabetçi niteliğini oluşturan temel kurumlar olarak üniversiteler, önce insana, daha sonra insanlığa yön verme hüviyetine sahip belki de tek müessesedir” dedi.

Vali Yiğitbaşı, Türkiye’nin Avrupa’da yükseköğretim alanında en yüksek öğrenci sayısına sahip olduğunu belirterek, “Bunun yanında, Avrupa Yükseköğretim alanında en yüksek öğrenci sayısına sahip Türk yükseköğreniminde 8 milyonu aşan genç bir kitleyi geleceğe hazırlayan üniversitelerimizin, bütün dünyada olduğu gibi toplumsal değerlere duyarlı, sektörel gelişmeleri takip eden ve 21. yüzyılın öğrenci taleplerini doğru değerlendiren kurumlar olmaları önem taşımaktadır.” diye konuştu. Vali Yiğitbaşı, AKÜ’nün 30 yıldan fazladır sahip olduğu gelenek ve birikim ile bir yandan öğrencilerini sahip olduğu geleneğin rahle-i tedrisine oturturken, diğer yandan şehrin lokomotifi olma sorumluluğunu da üstlendiğini de sözlerine ekledi.

“ALLAH BANA KOCATEPE’YE ÇIKMAYI NASİP ETTİ”

Açış konuşmalarının ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar “Güncel Sorunlar Işığında Kıbrıs ve Geleceği” akademik yıl açılış dersini verdi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kurtuluş Savaşının en önemli dönüm noktalarından olan Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesinin başlangıç noktası Kocatepe’ye çıkmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Tatar, “Kocatepe’ye çıkarak, askerlerimizin 101 yıl önce orada gösterdikleri kahramanlıkları, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna giden o yoldaki Büyük Zaferin başladığı noktada bulunmaktan duyduğum büyük mutluluğu paylaşmak istiyorum. Oralara gitmek hep arzumdu. Allah bunu bana nasip etti. Ne mutlu ki bana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olarak ilk kez ben Kocatepe’ye çıktım. Bana böyle ifade ettiler. Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra ziyaret etme imkanı bulmuş” dedi. Tatar, “Çanakkale Deniz Savaşları, Sakarya Muharebeleri ve Büyük Taarruz sayesinde Anadolu coğrafyasında yaşayan halkın bekası, barışı ve güvenliği tesis edilmiş oldu. Aksi bir şey olmuş olsaydı bugün bambaşka bir coğrafyadan bahsedecektik. Tarih öyle dönemlerden geçer ki o süreçleri yönetmesi büyük milletin kaderi ile bağdaşır. Burada Afyon Kocatepe Üniversitesinde böyle önemli bir açılış töreninde bir kez daha Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun kahraman silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum.” diye konuştu.

“KIBRIS 1 YIL SÜREN SAVAŞ VE 80 BİN ŞEHİTİ VERİLEREK TÜRK YURDU HALİNE GELDİ”

Tatar, Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu döneminde Akdeniz’de hakimiyet sağlanabilmesi adına Venediklilerle bir yıl süren ve 80 bin şehit verilerek alındığını belirterek, “80 bin şehit vererek alınan bir adanın milletimizin için devletimiz için ne kadar önemli olduğunu buradan görüyoruz. Gazi Magusa, Lefkoşa ve Kıbrıs’ın fethi ile kesintisiz 350 yıl Osmanlı Devletinin hakimiyetinde ve yönetiminde olan Kıbrıs adasında Türkler o bölgenin tek hükümdarı olarak oradaki mazlum haklara da kendi hoşgörüleri ile yaşam hakları tanımışlardır.” ifadelerini kullandı.

Tatar tarihi sürece ilişkin şu anektotları aktardı:

“1821 yılında Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğuna baş kaldırması ile kendisine göre bağımsızlık hareketiyle Kıbrıs’ta da bir hareket görülüyor. Kıbrıs’ta Rum-Yunan ikilisinin ilk filiz atması bu şekilde gerçekleşiyor. Ege Adaları, Rodos, Girit ve onların 13. ada olarak gördükleri Kıbrıs’ın da onların hakimiyetine geçmesi ve Megola İdea’ dedikleri Büyük Yunanistan hayalleriyle oradaki siyaset giderek kökleşmeye başlamıştır. ‘Megola İdea’ öyle bir Rum-Yunan hayalidir ki sık sık haritalar yayınlanır. Ege Adaları dediğimiz de Ege Denizi, Rodos ve Girit’in yanında Kıbrıs’a, oradan da İskenderun Körfezine dayanır. Bizim Mavi Vatan dediğimiz kendimizin hakkı ve hukukunun olduğu Doğu Akdeniz’in o derin mavi sularında da gözlerinin olduğu ve denizci millet olarak denizdeki hakimiyetleriyle de hem Kıbrıs’ımızı hem de bu coğrafyadaki denizleri de içlerine almak suretiyle Büyük Yunanistan yaratma hayalleri var.”

Tatar, Kıbrıs’ın 300 seneden fazla bir süre Osmanlı hakimiyetinde kaldığını belirterek, “Konya, Karaman, Akşehir hatta Anamur’dan nüfus aktarımı neticesinde Kıbrıs’ta Türk nüfusu oluşturuluyor. Belli bir nüfusun konuşlandırılmasıyla milli iradenin orada da olması için büyük bir çalışma ve anlayış gerçekleştirmelerine rağmen Rum ve Yunanistan ile olan Ortodoks dinine bağlı olarak gelişmiştir. Ortodoks bağları ile Rum ve Yunan ikilisi birlikte hareket ederek, bize karşı, Anadolu’ya karşı adeta düşmanlık geliştirerek Kıbrıs’ta her türlü mezalimi yapmışlardır. Rumlar ve Yunanlar Adanın tek hakimi olana kadar komşusunu bile katledecek kadar her türlü haksızlığı yapabilecek yeter ki Kıbrıs onların olsun.” diye konuştu.

“KIBRIS HUKUKSUZCA İLHAK EDİLDİ”

Tatar, Rumların ve Yunanlıların 1914’lerden sonra Osmanlı Devletinin Almanlarla birlikte 1. Dünya Savaşına katılmasının ardından İngiltere’yi karşı tarafta Türklerin karşısındaki noktaya taşıdığını belirterek, “Kıbrıs Adasını ilhak ettiler. Bize göre hukuksuzluktur. Çünkü arada bir anlaşma var. Osmanlı Devleti sıkıntılarını aştıktan sonra Kıbrıs geri iade edilecek. 1571’den sonra 350 yıl Lozan Anlaşmasına kadar hak sahibi olan Osmanlı Devletine hiçbir bedel ödemeden Kıbrıs’ın elinden alınması asla kabul edilmezdi. Lozan Anlaşmasından sonra İngiltere Kıbrıs’ı 37 yıl yönetiyor. Rum nüfusu 100 binden 400 bine çıkıyor. Kıbrıs’ta esas mesele böyle başlıyor. O dönemde İngiliz sömürge yönetiminde Rum nüfusu 100 binden 400 bine çıkıyor. Biz Osmanlı Devletinin vatandaşları olarak İngiliz sömürüsünde yaşamayı asla kabul etmeyiz. Biz bırakıp gidiyoruz. Anadolu’ya geliyoruz. Nüfus dengeleri aleyhimize dönüyor. Bu nüfus oyunları ile ‘Kıbrıs Rumlarındır, Yunanistan’ındır. Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamalıyız’ şeklinde EOKA hareketleri başlıyor. Türklere karşı her türlü mezalimi yaparlarken, saldırırlarken, katlederken sizler de buralarda Anadolu’yu kurtarmaya çalışıyordunuz. Ama biz bir ve beraberdik.”

“ERENKÖY SAVAŞLARI KKTC İÇİN ÇANAKKALE SAVIŞIDIR”

Tatar, Kıbrıs Türk halkını her türlü mezalime ve saldırıya karşı kendi mukavemet teşkilatını kurduğunu ifade ederek, “O dönemde İngiliz’in ipi ile kaç tane insanımızın meydanlarda asıldığını biliyoruz. Adadaki Türk halklı olarak tük kahramanlık ve mücahitlikleri bilahare Erenköy Çatışmalarında gösterdik. Bizim tarihimizde küçük bir Çanakkale Savaşı anlamında olan Erenköy Savaşlarında dünyanın her yerinde özellikle Türkiye’de bütün öğrenciler Erenköy’e çıkmışlar ve şehit düşmüşlerdir. Vatan uğruna oradaki Türklüğü haykırmışlardır. Bütün bunlar bizleri Kıbrıs’ta egemenlik hakkı ile ayrı bir halk yapmış ve Dr. Fazıl Küçük’lerin, Rauf Denktaş’ların ve buralardan mekanları cennet olsun Başbakan Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu’nun büyük gayretleri ile o gün yok olma aşamasından 1960 kuruluş anlaşmalarında Kıbrıs Türk halkı kurucu bir ortak olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti de 1960 kuruluş anlaşmalarında tek taraflı müdahale hakkı ile garantör ülke olarak hakkını buluyor. Bu çok önemli. Müdahale hakkı ile Erenköy’e uçaklarını gönderebilmiş. Nur içinde yatsın Cengiz Topel’leri oraya gönderebilmiş. Uçaklarla EOKA’ları püskürtebilmişler. Kıbrıs Türk mücahitlerine moral verebilmişler. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile o garantörlük anlaşmasının verdiği hakka hukuka bağlı olarak meşru zeminde paraşütlerle havadan, çıkartma gemileriyle ise havadan ve denizden Mehmetçikle mücahitlerin buluşmasıyla 1974 Kıbrıs Barış Harekatıyla Kıbrıs’ta  ve Doğu Akdeniz’de yeni dönüm noktası başladı. O tarih bizler için fevkalade önemlidir.”

“ANNAN PLANINA HAYIR DİYEN RUM KESİMİ AB’YE ÜYE OLDU”

1983 yılında KKTC’nin ilan edilmesi ile birlikte adada federal temelli oluşturulacak çözümde Kıbrıs Türk’ün bu çözümün temelinde yer alacağının net olarak ifade edildiğini anlatan Tatar, şöyle konuştu:

“Bu mesajı verdik. Annan Planına kadar süreçleri iyi niyetimizle götürdük ama hiçbir anlaşmaya varılamadı. Annan Planı dediğimiz uluslararası kapsamlı Kıbrıs Planına biz evet dedik, Rum tarafı ise hayır dedi. Rum tarafı hayır deyince  zannettik ki bizler üzerindeki bu izolasyon ve ambargolar kalkacak, doğrudan uçuşlar başlayacak, Kıbrıs Türk’ü ekonomik anlamda da refah ve gelişme sürecine girebilecek ama maalesef vaat ettikleri hiçbir sözleri yerine getirmediler. Rumları hayır demelerine rağmen tek taraflı Avrupa Birliğine aldılar.”

“KIBRIS’TAKİ BEKAMIZ TÜRKİYE’NİN DESTEĞİNE BAĞLI”

Kıbrıs’taki Türk halkının bekasının Türkiye Cumhuriyetinin desteğine bağlı olduğuna dikkat çeken Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin de milli menfaatleri oradan geçmektedir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 1937 yılında subaylarına ‘Kıbrıs düşman eline geçerse işte o zaman gerçekten Türkiye zorda kalır ve kuşatılır’ diyor. Kıbrıs’ın coğrafi konumu Türkiye’nin güvenliği için de çok önemlidir. Bugün biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yönetenler olarak Türkiye’nin her makamı ile iyi ve uyumlu şekilde çalışıyoruz. Geçitkale’de havalimanından İHA’lar ve SİHA’lar kalkıp tüm o coğrafyayı denetleyebiliyorlar. Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin egemenlik hakları ile çok daha deniz cephesine sahip olmanın gücünü birlikte yaşıyoruz. Geleceğe birlikte yürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti geleceğe birlikte yürüdüğünde daha güçlü bir Türkiye daha güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olacaktır.”

Tatar, Kıbrıs’ta iki egemen devlet olduğunu, KKTC’nin yapılacak olası bir anlaşmada her zaman diyalogdan yana tavır alacağını, hak ve adaletin mutlaka yerini bulacağını da sözlerine ekledi.

Açılış dersinin ardından AKÜ Senatosunun kararıyla Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalında, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “Fahri Doktora” ünvanı takdim edilmesi kararı okundu ve AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş tarafından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a fahri doktora ünvanı takdim edilerek cübbesi giydirildi.

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı tarafından da KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a plaket takdim edildi.

2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni ve Fahri Doktora Takdim Merasimi öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ı makamında ziyaret ederek şeref defterini imzaladı. Ziyarette AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş tarafından KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’a ve KKTC Büyükelçisi KKTC Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu’na AKÜ yayını olan ve 4 ciltten “Yüzüncü Yılında Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi” adlı kitabı hediye etti

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM