“Büyük Taarruz dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri”

“Büyük Taarruz dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri”

Orman ve Su İşleri eski Bakanı AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Büyük Taarruz ve
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 100.yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin; dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olduğunu söyledi

AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu mesajında, “Bundan tam 100 sene önce 26 Ağustos 1922 tarihinde Afyonkarahisar Kocatepe’de başlayan 30 Ağustos 1922’de muhteşem bir zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi; dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biridir. Zaferin Başkenti kadim şehrimiz Afyonkarahisar; bir milletin kaderine yön verdiği topraklardır. Afyonkarahisar; şehitler diyarıdır, bir milletin ayağa kalkıp destanlaştığı topraklardır. Ecdadımıza ve şehitlerimize bir nebze de olsa vefa borcumuzu ödemek adına, şanlı tarihimize yakışır şekilde Büyük Zafer’in 100. sene-i devriyesini yıl boyunca gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek programlarla büyük bir coşkuyla kutluyoruz.” ifadelerini kullandı.
“İSTİKLAL HARBİ BÜYÜK ZAFERİN ADIDIR”
Eroğlu, “İstiklal Harbi; silahı, mühimmatı kalmamış olan bir neslin iman gücü ile kazandığı büyük zaferin adıdır. Hem ülke tarihimizde hem de Dünya tarihinde büyük ehemmiyet arz eden İstiklal Harbi, gelişen, kalkınan Büyük Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 ve 2099 hedeflerine giden yolda aziz milletimize ve bizlere ışık tutmaktadır. Sultan Alparslan, 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun topraklarını Türk yurdu haline getirmiştir. İstiklal Harbi ile de bu topraklar ilelebet Türk yurdu olarak kalacağı bütün cihana ilan edilmiştir. Osmanlı Devleti, Birinci Cihan Harbi’nde yedi düvele karşı büyük bir mücadele vermiştir. Birinci Cihan Harbi tamamlanmasına rağmen yabancı devletlerin ülkemiz üzerindeki oyunları, hile ve desiseleri bitmemiştir. 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi imzalandı. Osmanlı Devleti; Misak-ı Milli Sınırlarımızı belirleyen kararı Osmanlı Mebusan Meclisi’nde oy birliği ile kabul etmiştir. Birinci Dünya Harbinde mağlup olan Osmanlı Devleti, bu tarihten sonra parçalanıyor ve işgâl ediliyordu. Düşman;15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal etmişti. Ardından bu aziz millet; mütarekeye rağmen hürriyet ve istiklalinden asla taviz vermeyeceğini bütün Dünya’ya haykırmıştır. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının Anadolu’da yaktığı bağımsızlık meşalesi bütün ülkeye dalga dalga yayılmıştır. Nitekim İnönü Muharebeleri ile Sakarya Meydan Muharebesinin ardından Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile düşman kuvvetleri ülkemizden atılmıştır.” şeklinde konuştu.
“BU TOPRAKLAR ZAFERİN KAZANILDIĞI TOPRAKLARDIR”
“Batılılar, tarih boyunca ülkemizi ve milletimizi yok etmek, vatanımızı işgal etmek için büyük planlar yaptılar. Bu planlar bugün de hala devam ediyor maalesef. Ama onların bir hesabı planı varsa Allah’ın da bir planı var elbette” diyen Eroğlu, “Aziz milletimiz, devleti için, vatanı için, bayrağı için gözünü kırpmadan canını veren bir millettir. Bu millet, şanlı bir geçmişe ve tarihe sahiptir. Elhamdülillah gurur duyulacak bir ecdadın torunlarıyız. O günün şartlarında bütün ülke el birliği ile ordusuna, askerine sahip çıkmış, kendi ekmeğini askeriyle paylaşmıştır. Afyonkarahisar bu büyük harbin tam merkezinde olması sebebiyle hemşehrilerimin fedakârlığı bir başka olmuştur. Afyonkarahisarlı milli şairimiz Osman Atilla’nın, Şuhut’un İstiklal Harbi’ndeki ehemmiyetini vurgulamak için söylediği; “Şuhut Kurtuluşumuzun Karargâhıdır.” sözü gerçekten muharebenin seyrini çok güzel anlatmaktadır. İstiklal Harbi denildiğinde akla ilk gelen yer, zaferin kazanıldığı topraklar olan memleketim Afyonkarahisar’dır. Düşman birlikleri 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal ettiğinde, Afyonkarahisar’da ilk protesto bildirisi yayınlayan yer Şuhut olmuştur. Şuhut’un Belediye Reisi Hoca-zade Mustafa Efendi ve nahiyenin ileri gelenlerinin imzasını taşıyan mektubun ardından, Şuhut Hükümet Konağı önünde bir miting düzenlenerek İzmir’in işgali protesto edilmiştir.İzmir’den sonra Ege’den başlamak üzere Anadolu toprakları Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyan birliklerince işgâl edilmiştir. Afyonkarahisar ve kazaları da işgâle uğrayan yerlerin başında geliyordu. Şuhut ise gerek konumu gerekse coğrafi sebebiyle işgal yüzü görmemişti. Afyonkarahisar’daki Yunan birlikleri, birkaç defa Şuhut’u işgâle niyetlense de başarılı olamamışlardır. Allah’ın lütfu olarak işgâl yüzü görmeyen Şuhut, İstiklal Harbi boyunca Türk Ordusu için önemli bir üs bölgesi vazifesi görmüştür. Sakarya zaferlerinin ardından Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları 24 Ağustos’ta Akşehir’den karargâhı Şuhut’a taşımışlardır. İlk ateşin yakıldığı ve planların hazırlandığı Büyük Taarruz Karargâhı (Atatürk Evi), muharebenin seyri bakımından çok ehemmiyetli olmuştur. Şuhut ilçemizdeki Hacı Veli’nin konağı, Büyük Taarruz Karargâhı (Atatürk Evi) olarak belirlenmiş ve düşmanı topraklarımızdan atacak planlar burada yapılmıştır. 24 Ağustos’ta Şuhut’a gelen Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, 25 Ağustos günü cephe hattında incelemeler yaparak planlarını tamamlamıştır. Nihayet bütün hazırlığın tamam olduğunu gördükten sonra 25 Ağustos günü Hacı Veli Konağı’ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne “Düşmana Büyük Taarruz, 26 Ağustos günü başlayacaktır” telgrafını çekmiştir. Şuhut, Millî Mücadele’nin başında da sonunda da çok önemli bir konumda olmuştur.” diye konuştu.
“KOCATEPE’YE GİDEN TARİHİ YOL”
Eroğlu açıklamasına şöyle devam etti: “Şuhut’ta yapılan planlar doğrultusunda, şanlı ordumuz 25 Ağustos gecesi Şuhut’tan Kocatepe’ye harekât etmiştir. 19 kilometrelik bu yol Türk milletinin istiklâl mücadelesinde zaferi müjdeleyen istikamettir. Her yıl binlerce vatandaşımızın katılımıyla tıpkı 100 yıl evvel şanlı ordumuzun yürüdüğü gibi bu yolda yürüyoruz. Bu sene 18.’sini gerçekleştireceğimiz yürüyüşü; daha büyük bir coşkuyla tıpkı 100 yıl önce dedelerimizin bu yolu yürürken hissettiği hissiyatla yürüyeceğiz. Bu aziz millet, Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir ferdi bundan bir asır önce atalarımızın, kahraman ordumuzun 25 Ağustos gecesi Şuhut’tan Kocatepe’ye hareket ettiği ruhla ve anlayışla bu mukaddes vatan için çalışmakta ve bu mukaddes vatan için gerektiğinde canını vermeye hazır durumdadır. Şanlı ordumuz, 26 Ağustos günü sabah ezanıyla birlikte, ilk top atışını yaparak Büyük Taarruzu başlatmış ve Sinanpaşa Ovası’na inmiştir. Ordumuz, 26 Ağustos günü büyük bir mücadele vererek Büyük Kaleciktepe’den Çiğiltepe’ye kadar olan 15 km’lik bölgeyi düşman işgalinden kurtarmıştır.”
“27 AĞUSTOS GÜNÜ AFYONKARAHİSAR DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTARILDI”
Eroğlu, 27 Ağustos’ta Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtarıldığını kaydederek, “Başkomutanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyonkarahisar’a taşınmıştır. Bu karargâh şu anki Zafer Müzesidir. Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtarılmasının ardından 28 ve 29 Ağustos günleri başarılı geçen müdahaleler yapılmış ve ardından Dumlupınar’da 30 Ağustos Zaferi kazanılmıştır. Anadolu’daki Yunan birliklerinin yarısı imha veya esir edilmiştir. Muharebeden kaçan Yunan birlikleri de üç grup halinde geri çekilmiştir. Düşmanın geri çekilmesi üzerine Ordumuz, Yunan ordusunun kalan kısmının imha etmek için harekata başlamıştır. Alınan bu karar ile birlikte, Mustafa Kemal Paşa “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini vermiştir. Yunan ordusu Başkomutanı General Nikolaos Trikupis ve kurmayları ile 6.000 asker, 2 Eylül de Uşak’ta Türk birliklerine esir düşmüştür. Türk ordusu, 15 günde 450 kilometre mesafe kat ederek 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e giriş yapmıştır. Yüzbaşı Şerafettin Bey Hükûmet Konağına, 5. Süvari Tümenin öncüsü Yüzbaşı Zeki Bey Kumandanlık Dairesine, 4. Alay Komutanı Reşat Bey de Kadifekale’ye Türk bayrağını çekmişlerdir. Böylece düşman 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize dökülmüştür.” şeklinde konuştu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM